MURAT KABAN    
 Siz Dondunuz mu Hiç?
 Sarıkamış Şehitlerine
 101’inci Yılında Aziz Hatıralarına Saygıyla…
 Siz soğuktan dondunuz mu hiç?
 Ben dondum bir kere…
 Bundan yüz yıl kadar önceydi
 Hava şahadet kadar güzeldi
 Ve şahit olsun bu topraklar
 Ölüm, toprak yüzü göstermeyecek kadar özeldi
 Önce azıklarımıza hasret koyduk
 Sonra Sarıkamış'a yola koyulduk
 Yanımdaki er Yemen'dendi
 Sırtındaki ince giysi, kışlık değil
 Kefendi.
 Öteki asker parmağındaki yüzüne bakıp iç çekti
 Kimi üç aylık bebeğinin kokusunu sürmüştü alın yazısına
 Kiminin sessizliği dağlara kıştan önce çöktü
 Herkeste aynı ruh
 Herkeste aynı teslimiyet
 Düşman da biliyordu ki
 Karşısındaki, ecelden geçmiş yaşıyordu
 Ve Mehmet, Sarıkamış'a cenneti taşıyordu
 Herkesin kaderi birbirine denkti
 Derken bir yanık ses, namluya türkü çekti:
 Bölük bölük dizildik
 İsim isim yazıldık
 Kar tipide toz olduk
 Mezar taşı olmadan…
 /
 Sarıkamış'ı Urus almış dediler, geldik
 Meğer kışın zoru daha çokmuş, bildik
 Ecel düşmandan önce çıkar oldu karşımıza
 Elleri buz, sesi soğuk, rengi beyaz
 Bir dağ başından inerken gördük onu
 Dudağında ıslık ıslık şahadetle
 Bir ovanın engininde
 Kucağında bir yığın tipiyle koşarken veya
 Üstümüze
 Ama biz durmadık
 Yürüdük
 Ekmeğimizin katığı duamızdı
 Hafız olanlar Kur’an okurdu
 Dillerinden tekbir düşmezdi kimsenin
 Sesler azaldıkça, bölük eksildi
 Sayımız çoktu
 Düşman vurdu azaldık
 Sayımız çoktu
 Soğuk vurdu buz olduk…
 Geceleri yıldızlar da üşür mü diye sordu biri
 Ayazda çekilen gözlerinden son bir bakışla gökyüzüne…
 Sonra karanlığını yırtıp göğün
 Güneşi ufuklara germek istedik
 Yıldızlardan taç yapıp mezarına
 Baharla zafere ermek istedik
 Düşmana esir olmadık,
 Kışa esirdik
 Bağlarımızı şahadet çözdü
 Göğe yükseldik
 Donmak üzereydik
 Bir asker diz çöktü kıbleye doğru
 Donan elleri açılmıyordu
 Duaya durdu
 Gözünde yaşı
 Gönlünde ataşı donuyordu
 Hani görseniz Allahuekber’i
 Bir yalaz aydınlığında
 Kar düştükçe yanıyordu
 Düştükçe donan askerler yere
 Kabirler göklere uzanıyordu…
 Ve askerin dudağında direnen birkaç kelime:
 İçi yanarken insanın donarmış dışı,
 Bir fırsat ver Ya Rab, aşalım şu kışı,
 Görmeden ölür müyüz Sarıkamış'ı…
 Görmedik
 Ama ölmedik de
 Yaşamanın ne demek olduğunu bildik sadece
 Bölük bölük taşındık
 Ordu kurduk cennete
 /
 Siz soğuktan dondunuz mu hiç?
 Ben dondum bir kere
 Utanmıştı keder
 Yas utanmıştı
 Bu yüzden karalar bağlamadı yazgı
 Kara yoktu, beyazdı hep
 Yer beyazdı, gök beyazdı
 Ecel, beyaza karla şahadet yazdı
 Salasız öldük
 Kardan mezarlara, kefensiz gömüldük
 İlk cümlesiydi şehitlik
 Soğuk sesiyle konuşan ecelin
 Biliyordu her Mehmet
 Emir Azze ve Celle'nin
 Şimdi beyaz yelesinde cennet taşıyan bir kışın
 Yiğitleri saklıdır, her karışında Sarıkamış'ın…
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

