KADİR ÜNAL
Saatin Dördündeyim
ben tarihin doğduğu noktada ve yerdeyim
her şeyin ilk ve saf hali benim kalbimde oluştu
cümle zerrat bana özendi hep birlikte
işte orda başladı benim ilkelliğim de
ah çocuklar ah kediler ah serçeler iyi ki varsınız
ağlamaklı duran bu gözleri bana siz verdiniz
çırpınmakla uçmak arasında gidip geldim hep
gereğinden hassas olmak da bir türlü cezaymış
geç öğrendim keşke kepenkler biraz daha geç kapansa
emekli olmadan önce şu ölüm korkusunu da atlatabilsem
şarta bağlı cümleler kuruyorsam şartları ben belirlemiyorumdur
ya da kalbim beni azat etse de tadına varsam yaşamanın
saatin kaç olduğunu umursamadan kahvede iskambil oynayanlar
bana hep mutlu göründüler öyle miydi bilmiyorum tabi
şimdi kim kime yanlış yapıyor
emekliler mi zamanı çiziyorlar
zaman mı emeklileri pörsütüyor
bir gecikme mi var bir yanlışlık mı
sabah onlar için de erken olur mu
yoksa hep akşamı mı yaşarlar
dağların heybeti hiç çekmez mi bu adamları
ya da denizlerin ululuğu, dalgalar
kim kimin bıyığını sarartıyor
hey gidi ihtiyarcıklar hey
eller tatlı uykuda
peki kimler saatin dördünde
niyetim o gün cumartesiyi doğrulamaktı sadece
oturup bulmaca bile çözdüm çay içerken
masanın muşambasını okşadım gizlice
yalandan bir sigara paketi bırakıyorum üstelik
kimseyle ileri geri etmişliğim yok inanın
duvardaki saat sanki biraz geri gibi
ama kimseye bir şey söylemiyorum
bir zamanlar ne pazular vardı bende bir bilseniz
değme babayiğitlerin bükemediği bileklerim
o zamanlar bütün denizler dağlar hatta sevdalar
biz yorumlamadan selamlanmazdı
alkışların hiçbiri yersiz değildi çünkü bizimdi
avuçlarımızdan sırılsıklam keller akardı
oraklar elimizde buğday kelleleri başımızda püfür püfür
bir geceyi onarıyorum birazdan başlayacak ulusların tarihi
büyük yanlışlıklar için mezarlığa gidip tükürüyorum
bazı taşları itham ediyorum biçimsizliklerinden dolayı
ortalıkta ağaçkakanlardan başka kimse kalmamış
ağaçkakanları onlar bilmiyorlar ama çok seviyorum
bir de ağaçlara çok üzülüyorum yapacak bir şey yok
aslında bozulan her şey sinirimi bozuyor
bunu kafiye olsun diye söylemedim gerçek bu
ama bana şunu sormayın olur mu
bozuk düzen bozularsa o da bozar mı demeyin
hayır tabi ki bu durumda hüznümü de severim ben
kimbilir bazı fotoğraf yakma merasimleri için
meydanlar şenlik alanına çevrilir de akışı değişir tarihin
belki de ben acı çekmek için bahaneler icat ediyorumdur
şarkı dinlemesem olmuyor sanki pervane böcekleri gibi
atlamasam olmuyor her şarkıya nedim bile keyiflendiremiyor
istanbul yıldızlardan daha uzakta sevgilim
rüya perileri olmasa seni göreceğim yok
söyle ne yapayım havalar soğudu mu
saat şimdi orada kaç oldu
balkonda hangi çiçekler var
onları çok sık sulama ama
bensiz de bırakma