MEHMET SAİT YAKUT 
 Hayal Mektupları 
 Hayal Mektupları I
 Kesik ve devrik bir tümce gibi
 ifadesi bittiği yerde başlayan bir şeydir seni sevmek
 durup durup içlenmek
 Koca bir çamın devrilişini
 seyretmektir acıyla kimi zaman seni sevmek
 kendine ait olan tek şeye bile sahip çıkamamak gibi bir korku
 alındığı zaman seyretmek acıyla gidişini
 döndüğü zaman başına neler geldiğini soramama garipliği
 Sabah sevişmelerinden geriye kalan yorgunluktur
 salına salına ve yüreği avuçlarında
 bir tedirginlik halidir güze yaklaştıkça sararan
 benizlerin derialtında
 Gece bacaklarını alabildiğine kasan
 ve çırılçıplak bir hayal içinde kendini "gerçek"ten boşa veren
 iniltilerle düşünen sevgili
 acıyla sevişen
 gerçekle düş arası
 duvarlara çarpa çarpa büyüyen bir aşk
 Aslında herkes kendiyle sevişiyor
 aslında seven yok birbirini
 ve boşaldıkça insanlar
 aşk yeniden tanımlanıyor
 aslında
 Ve bundan sonra başlayan bir anlamdır senle yaşadığım
 Hayal Mektupları II
 Bir Pazar isyanı   (13.07.2003)
 Süzülüp karanfil’den Sakarya caddesine
 Girer bir meyhanede şimdi, pusarım ayyaş
 Katarım çığlığımı bir hanende sesine
 Sarhoş türkülerle mahzun, susarım ayyaş
 Tapındığım yerlerde beni saran ilhamı
 Nar ile nur arası tutulduğum evhamı
 Tanrının kulum diye arz ettiği ikramı
 Dikip bir yudumda kafama, kusarım ayyaş
 Hayal Mektupları III
 Bak şimdi
 senle serin ve yüksek bir ev balkonunda olmalıydık
 efil efil rüzgar, birbirine dolanan dallar arasından
 iğde ve akasya kokularını göğsümüze vurarak geçmeliydi
 bana bir adım uzakta, karşımda oturmalıydın
 yanımızda engin ve mavi
 coşkun ve sarhoş bir deniz uzanmalıydı
 Ufukla birleşen bir perspektifte uzayıp gitmeli hayal
 sen çıplak olmalısın, en tabii halinle karşımda durmalısın
 Penelophe'nin Yurisis'i beklerken geçirdiği 20 yıl sonrası halinde
 kadın ve sevişken
 şehvetin ağır duygusallığıyla ağlamaklı
 ama ihtiraslı bakmalısın yüzüme
 Ben Telemakus delişmenliğinde
 ve yaralı bir çıta gibi solumalıyım burnumdan
 ellerimizin birleştiği noktada bir kıvılcım sarmalı tenimizi
 ve şirpence gibi sarmalı bedenimizi
 serin rüzgarda sevişmeliyiz
 ve tabiat en büyük senfonisini çalmaya başlamalı
 kuş ve dalga seslerine iniltimiz karışmalı
 Senin gözlerin açık olmalı sevişirken
 ben apak vücuduna bakacak cesaretten yoksun olmalıyım
 tam geldiğin noktada, gözyaşlarınla beraber boşalmalısın
 damarlarından hayat akmalı
 bir dünya doğurmalısın kadınlığından
 Hayal Mektupları IV
 Şimdi dağılır mı körpe düşlerin üstünü kapatan sisler
 ölmek üzereyken dinlenir mi  mutantan bir şarkı
 yağmalayıp giden yağmurların ardından
 oturup ağlamalı belki de
 Ağlamalı
 yükselen sesler içinde tek duyulan ses olmalı
 hıçkırmalı
 kanla yıkanmalı hayat yeniden
 ana rahminden düşerken ki buruşuklukla
 yeniden tanımlanmalı hayat
 sevmeli bir kadını
 kadın evli olmalı
 bir tarih geçmeli bu aşkın üzerinden
 yaşlanmalı
 bir asaya yaslanarak hatırlanmalı
 Ay büyümeli
 ayevinde cibinlikler kurmalı hayalde
 zifafta ölmeli sonra
 ve kadın kuşanıp şalını
 başka bir halede dans etmeli meleklerle
 senkronik ve çıldırtan bir simetri ile
 Hayal Mektupları V
 Tam gece yarısıdır
 tut ki ilahi acıların çağrılısıyım
 Ne kötü
 hiç bir şeyi olmayan bir adamın
 sahip olmak istediği tek bir şeyi bile dileyememesi
 Ve biteviye bir kahırla sürüp giden maceradan arta kalan
 inziva, tevekkül
 bir duayla boşluğa karışan sessizlik
 Ve sonrası ölümle hemdem olan kanırtılmış bir yürek
 nasıl bağışlanır düş baskınında suçüstü yakalanmışken
 bir mitolojya öykünmesi değilse bendeki bu irkilti
 ruhumu sağaltacak bir solukla maveraya sür beni
 Şimdi senin ellerindir perdeleri kaldıran
 ilk notadan başlayıp tanrıyla iki kaş arası mesafede buluşturan
 Yaradanı Gufran'la
 yaradılanı Küfran'la
 verilmiş söz üzre "rahmet-nedamet" denkleminde
 tutuşturan senin gözlerindir
 Tam gece yarısıdır
 tut ki kırpışan gözlerinin ağrılısıyım
 Ne kötü
 gecenin bir yarısı
 bir çocuğu ve karısı
 her güne eş yeni bir hayata kapamışken gözlerini bir adamın
 yüreğinden aşırarak
 gözlerinden taşırarak
 alesta durması müphem düşlere
 tut ki ben bu düşlerin sayrılısıyım
 _______________________________________________________
 Mehmet Sait Yakut’u Rahmetle ve Özlemle Anıyoruz | Asanatlar
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

 
  