Alışmazdım Ben Dünyaya

KADİR ÜNAL
Alışmazdım Ben Dünyaya
 
Mona Rosa’ya
 
duvar dibindeki yosun tutan taşlar başını kaldırıp baktı
bir mucize gerçekleşti akşamın alacasıydı ancak öpülürse
bir ölünün dudakları anlam kazanır morluğuna aldırmadan
hep ıslak ya da kuru bu saatlerde her gün pazartesi olurdu
 
hiçbir boşluğu dolduramaz ölü zamanlar masalar dolu olsa da
üstüne basıp geçtik çünkü uygunsuz resimlerin ben avunmayı
seçtim dünyaya omuzlarının üstünden bakmayı çok sıcaktılar
tenin kadar beyaz gemi dolusu bir deniz aktı içeriden dışarıya
 
hüsrevağa camiinin köşesinden göğü rasat ederken ellerindi
görünen ve bana çelik bardakla su veren kalabalık yoktu artık
omuzlarında diş izleri hiçbir ölünün akıllarında yokken akşam
içlerine düşmüştü balıklar köpüklerle oynarken vakit ikindiydi
 
denizin savunmasıydı aslında tuzunu gözlerime emanet etmesi
tazelenen ve tekrarlanan kabahatlerin uyumasıydı işçi bedeninde
inanmazsınız insanların boyu uzarmış öldüklerinde şiirlerdeki gibi
dar vakitlerde kuytularda kim ne diyor kim ne yapıyorsa artık
 
alışmazdım ben dünyaya silinmeseydi gözümde sair mahlukat
yersizdi ölümden konuşmak seninle hayal dünyasında yaşamak
ellerini savaşmanın sorumluluğu inadına üstümüze geliyorken
aynı tanrının affediciliğine inanmayıp ne yapacaktık haydi uzat
 
ölümü bile çimdiklerim kimse kusura bakmasın kızdırırsa kafamı
maceramız karşısında ufalmayan ne varsa umurumda değil ne hali
gerekirse o uzun balkonu süslerim menekşelerle kanada yerine
varsa görsün cümle yenilgileri tatsın dünya alır giderim başımı
 
bitecek mi bilmiyorum gözlerindeki tutukluluk halim sen söyle
bu derin ve kalıcı izi nasıl yaptın gözlerime dağlardan bağımsız
ela gözlü bir deniz köpürür içimde siyah yazılı bir kaderdenmiş
eski resimlere bakmadan geçip gitti koca gün hangi ayın sekizinde
 
fırtınalara alışırım diyen şarkılara inat başka bir ses ver yüreğime
bilesin geç kalırsa ellerin elime isyan çıkarırım en celalisinden
senden hiç gitmedim ki tüylerim hep diken diken alışmak sözüne
dostuyum seni üşüten rüzgarın bana bağışladığı beyazlık için
 
benimle yaşayacağın her şeyi yaşadın şeklinde bir kör bıçak
kanımı fısıldadı erken doğan aya kıpkırmızı bir dille ağladım
bildim erken doğan ay değil güzdü seher vakti bir gül açılacaktı
açılmayı unuttu ama erken ya da geç o deniz illaki taşacak
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir