NURAN KÖSE BAYDAR  
 Sitare
 Ah Sitare
 Karanlığıma bir yıldızdı ışığın senin
 Gören gözüm, konuşan dilim, aklım ve yüreğim
 Ömrüme bir bahardı adın senin…
 Elif gibi başlangıcım
 Ezelim, ebedim, ahirim
 Dağlar boyu hayalinin ardında deliyim divaneyim
 Alfabemin senden sonrası silik
 Bilmiyorum neredeyim, hangi gündeyim…
 Her mevsim hazan, her gece hüsran
 Aralanır mı bir daha gözlerinin kapısı
 Var mıdır sana çıkan bir yol
 Sevgiye hangi kapıdan girilir
 Yitirdim ben tüm adreslerimi
 Sen bul beni
 Gel gör ki paramparça kaldım aşkın ortasında…
 Ah Sitare
 Karlı dağlarımın yanık türküsü
 Gurbet bahçelerimin ıslak toprak kokusu
 Hasretinle boynunu büküyor başaklar
 Gül de sensin, buğday da sen
 Ten de sensin, can da sen
 Ağaçlardaki yaprak da sen, o yaprağı uçuran rüzgâr da sen…
 Uzağımda mısın yakınımda mı neredesin ey gökyüzüm
 Başımda gam, dilimde hüzzam, göğsümde yangın
 Yürüyorum ardın sıra yetişemiyorum ey elif yüzüm
 Yoldaş ediyorum kendime hayalini
 Gözlerine baktığım anda ay doğuyor en kuytu vahalara
 Sırtımda ateşten bir gömlek…
 Elif çekiyorum sineme
 Ilık bir bahar yağmuru yayılıyor dudaklarıma
 Elif diyorum, başka bir söz işlemiyor lisanıma
 Tut yüreğimden götür beni aşkın pınarına
 Bir damla yaş düşmüyor gözlerimin ana dolusuna
 Ab-ı hayat üfle ayazda kuruyan dallarıma
 Ört üstüme nazlı yapraklarını
 Sakla beni benden ve senden gayrı her şeyden…
 Bir sözcük yükleniyor omuzlarıma Sitare, korkuyorum
 Adım adım biçare taşıyorum
 Dervişlik âleminde nefes bulmaya
 Hamal olmakla başlıyorum
 Ne bir yol var önümde, ne bir seyyah
 Külü yok, dumanı yok sadece yanıyorum
 Kalıbıma sığmıyor kaynar laflar
 Damla damla yüreğimden taşıyorum…
  (Naçizane kalemimden Yunus Emre'nin diliyle ölen eşi Sitare-Elif- için)
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

 
   
  