Neyden Dinle

NURAN KÖSE BAYDAR
Neyden Dinle 
 
“Bişnev! ” dedi Mevlana
“Dinle! ” 
Köz doldur diline, suskun ol, dinle
Çöz kördüğümleri, kendin ol, dinle
Duy tefekkür namelerini, lâl ol, dinle
Gör rahmanî terennümleri, âşık ol, dinle
Düş kalbî bir yolculuğa, seyyah ol, dinle
Yum gözlerini ve gönlünü aç da dinle
 
Âlem semaya duruyor, dünya aşka dönüyor
Sâhib-i irşâd ol dinle
Üstad ol yine dinle
Ebedi sevgiliden ayrı düşmenin sızısını
İnceden inceye feryat eden şu Ney’den dinle.
Delik deşik olmuş bak sinesi
Açılan yaraların acısını dinle
Gurbetliği dinle
Çağlasın ruhun musikisi, yağmur ol, dinle
Bin parçaya bölünmüş kalbi, sessiz ağlayışları dinle 
Üflenen nefesteki yangını dinle
Havaya aldanma sakın, zira ney’in sedâsı ateştendi
Yangın yerine bir bak, ateşten başka ne var ki
Pervane ol, yaklaş ateşe
Can’ı canan’a teslime hazır değilsen düşme aşkın peşine
Ve kimde bu ateş var ise, onu dinle
 
Sulak yerde biten bir kargı değildir ney
Sıcak iklimde yetişen bir kamış değildir 
Aşığın elinde bir bıçak yarası gibi 
Gönüldür, sevdadır, ateştir
Allah’ın derin bir sırrıdır ney
Aşk dünyasının temel harcı…
Ney’den nasibini alan âşık vecde gelir
Yıldızların güneşin çevresinde dönüşleri gibi
İlahi sevgilinin manevi çevresinde döner
Semaya dalar bütün bir âlem
 
Benzi sararmış, içi boşalmış, bağrı dağlanarak delikler açılmış
Ancak üflendiği nefesle hayat bulan
Feryat ile sırlar fısıldayan ney
Sabırla susuzluğu giderecek pınarı aramak gibi
Aydınlığa çıkacak bir şavkı beklemek…
Nefesin özgürlüğünde nefsi boğmak…
Ve kat’a aşka doymamak…
Kırık dökük bir zamandan arşı yakalamak…
Yüreğin dökemediği kelimeleri, dudağının ucuna bağlı bir Ney’den okumak…
Rüzgârın kanadıyla gönül yaralarına usulca dokunmak…
İlmeği aşktan alınmış bir hırkaya sarılmak…
Başpare’ye değen bir busede canpareyi solumak…
 
Dile gelsin yanık bir seste tüm sancılarım
Neyzenler üflesin aşk-ı mûsîkîyi.
Kıyam etsin ruhlar ervaha göç eder gibi
Bir yarenin gülüşü düşsün nasibime
Siler gibi üflesin tozlu yıkık dökük raflarımı
Siler gibi günahtan kirli duvarlarımı
Baştanbaşa hüzne boyanayım
Rabbim… 
Yakıştır beni hüzne
Yakıştır beni yâre
Yakıştır beni nâye
 
Sonsuzluk diyarından bir nokta düştü artık satırlara
Ve
”Hamuş” dedi Mevlana
Suskun…
Nokta düştü nazenin bir bedene
Sustu
Karanlık çöktü güneşten sıcak yarene
Şems susuz yüreklere derin bir okyanustu
Onu da kör bir kuyu yuttu
Sus ve meylet sesin rahmetine
Sus söndürme ateşini
Akma kelimelerin çeşmesinden
Özüne doğruysa yolculuğun pişmeye bak
Eskiyecek dilin kemiği
Yorulacak ayağın bileği
Sus ve meylet sözün sahibine
Aşka doğruysa yolculuğun yanmaya bak
Yüreği maşuktan yana bir suskun ol ve dinle! 
 
 

2 yorumlar

  1. Çok güzel bir şiir Nuran Hanım, maşallah. Yüreğinize sağlık ?

  2. Çok güzel elinize kolunuza yüreğinize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir