Şeker’e Veda

NECLA DİLEK ARSLAN
Şeker’e Veda
 
Canim kızım, Şekerim.
 
Nesin sen? Kedi mi? Büyücü mü?
 
Kırk yaşından sonra gözlerimde yaşlarla gecenin ikisinde bana bu satırları yazdırmaya hakkın var mı?
 
Oysa, bundan üç yıl önce evine kedi alacaksın ve o gideceği için defalarca gözyaşı dökeceksin deselerdi inanmazdım.
 
Şekerim, Rabbimin dilsiz kulu, evimin süsü, huzuru…
 
Nazlı kızım benim. Acaba yarın gideceğin için evimize çöken hüznü hissediyor musun?
 
Pamuk Prensesim!
 
Seni vermemek için neler yaptık bir bilsen. Âmâ artık pes ettik. Alerji seviyem o kadar yüksek ki hastalık geldi, çaldı kapıyı. Tüm sevenlerim kızdı bana aylarca… Sitem üstüne sitem ettiler kedileri vermiyorsun diye. Oysa bir yanım ver dese de diğer yanım buldu türlü türlü bahane, sen gitme diye…
 
Şekerim, canım kızım.
 
Babam yoğun bakıma yattığında, en üzüntülü anımda gelmiştin ilk kez kalmıştın yanımda. Sanki teselli etmiştin beni. Bir bilsen bu evdeki sevgi selini ne kadar mutlu olurdun kim bilir…
 
Masumiyet!
 
Sende olan ve biz insanlarda olmayan, efsunlanmış gibi sana bağlanmamızı sağlayan şey, masumiyet!
 
İnsanlar, ah insanlar…
 
Hayvanları aç bırakan, onlara eziyet eden, onları öldüren insanlar, sizin masumiyetinizin yanında ne kadar zelil ne kadar reziller!
 
Şekerim, tatlı kızım!
 
Yarın yeni yuvana gidiyorsun. Bembeyaz tüylerin gelinliğin sanki. Seni dört gözle bekliyor yeni sahibin. Sevgi dolu biri belli ki. Seninle yolculuğumuz bu kadarmış masum yavrum. İnsanların kirli, kötü dünyasından her kaçmak istediğimde sığındığım sakin liman. Keşke bilselerdi sizi sevmenin güzelliğini. Kimse kedi işte aç kapıyı gitsin diyemezdi. Kimse kedilere nefretle bakıp eziyet edemezdi.
 
Beyaz prensesim.
 
Artık veda vakti geldi. Dilerim yeni yuvan huzur ve sevgi dolu olur.
Allah’ a emanet ol güzel Şeker…
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir