MEHMET ÇOBAN
Kelâm-ı Vuslat
…Bir tutam sabırdır vuslat
firakın eleminden silkelenip
bahar kokuları saçmaktır sineye
mana yüklemektir gözlere, sözlere, gönüllere…
Yorgun bekleyişlerin
rüzgâra karşı kanat çırpmasıdır vuslat
Hasret uçurumlarına
yıldızlarla kurulan bir köprüde
gönül günlüğüne unutmamayı
unutulmamayı yazmaktır vuslat
Göz ve kulak menfezleriyle
aşk âlemine akan bir şelâle gibi çağlayan
karlı dağ eteklerinde biriken bir çığ heybetiyle büyüyen
coşkun suların barajlarında durulan
ve geceyi aydınlatan ateş topu gibi
her zerreyi yakıp kavuran
bir umuttur vuslat
Yokluğun boşluklarını yamalayarak
hayâllerle ince ince teyellemektir vuslat
gönül hanelerinde çırpınan özlemlerin
hicran vakitlerine kafa tutmasıdır vuslat
Yüreğin oyuklarında saklar vuslat
her ayrılığın ümitlerini
ruhun soyut iklimlerine taşır sırrını
Feryatların, haykırışların, sessiz çığlıkların
gizemli alfabesidir vuslat…
Hasretin sisli havasını savurarak
karanlığa inat yakılan ışık
ve mevsimlere her rengiyle merhaba demektir vuslat…
Sebepsiz gidişlerin mahkûmuydu vuslat
belki de beklemekti…!
yâr elinden su içmekti belki de
ya da sükûneti sevindirmek
ve inancın gönülde tuttuğu nöbetti kim bilir
Vuslat hicrana dosttur aslında
hicran yarı vuslattır çünkü
gül olur açar en susuz topakta bile
kalpten bir şiir, beşinci mevsim, dördüncü cemre…
aşk ile…!