AZİZ SAVAŞ 
 Pirlerin İzinden
 bülbül gülistanda şakır ey gönül
 yanmış bağın harabeleriyiz biz
 uçup gittiler bütün güzel kuşlar
 ıssız çöllerin viraneleriyiz biz
 bak duyduğun baykuş sesidir bu
 karanlık kuytu köşelerde yankılanan
 gördüğün kara gölgeleridir kara ifritlerin
 kara dumanlar gibi yüreğimizi yalayan
 zaman tik-taklara ayarlı bir zaman
 mekan haritalarda parçalanmış kumaş
 insan rakamlarla mühürlenmiş nesne
 bahtsız zamanların divaneleriyiz biz
 ama bir umut bir tohumdur ey gönül
 yanmış küllerin altında olsa da
 bir kıvılcım yeter ışıtmaya yolumuzu
 tenhasında ruhumuzun titrek dursa da
 bak gönül bunlar ayak izleridir atların
 siyah kızıl beyaz yeleli atların
 bir mühür gibi kazınan zamanlara
 bir şafak vakti akınlara revan atların
 ak sakallı pirlerin ay yüzlü dervişlerin
 yalın kılıç pür imanlı yiğitlerin leventlerin
 sırtlarında rüzgar gibi aktıkları akınlardan
 kutlu müjdelerle döndükleri fetihlerden
 gel düşelim ardısıra ardısıra ey gönül
 izlerin dervişlerin pirlerin o kutlu yiğitlerin
 yalnız bir yolcu gibi bir ebu zer gibi
 her biri simurg olmuş kaf dağı erenleri gibi
 kalmak yakışmaz bize bu zillet çölünde
 gönül dost olmak baykuşa bu ıssız viranede
 mekan süreyya sana dost sana bilge simurg
 azığın aşktır senin bize yoktur azık burda
 05 Haziran 2015
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

 
  