ALPER GENCER 
 Dünya Bülbülü
 atlarını mahmuzla aşkım dönüp ardına bakma vurulursun
 atın ölene kadar koş belki önce sen ölürsün
 hayatta kalırsan eğer şansına küsme sakın
 elbet sen de toprağa nar diye konulursun
 şehirlerde parende
 köylerde güvercin taklası
 harfsiz sevmeye geçemedik bir türlü
 oysa yer sükutun
 gök sükutun
 sükutun tüm o eskimiş konuşmalar
 hesapsız fısıldaşmalar
 mesela hiç durmadan konuşan bir adamın
 mütemadiyen eve dönmesi de sükutun
 kırları kırdılar daha kırkı çıkmamış baharlarından
 bulvarlarda bir bomba sessizliği var görsen vallahi bu sükut değil dersin
 yine bir grup adam eski bir şarkı çalmak için gramofon aramaya çıkarlar
 sokaklarda yıl dönümlerine düzenli olarak geciken bir hürtelaş var
 öp şu deniz gören yanlarımdan vuralım kıyılarımıza
 ayrılsak da sarılalım yaşamak biz sakinken de dalgalı
 lütfen daha ballarını tadarken bay bay edelim sevgili arılarımıza
 bu dünya bülbülü kanatsızken kargalı
 ey kargaları bülbülleyen gönül kara
 kara bir kabe kadar kara gönül -kara-
 satıhlarda tabanları yoklayan bir pazarlık
 özü kısa pervasız sırlaşmalar derin pervazlarda
 derin su diplerine de baktım sen orda da yoksun
 gül işini bırak
 tramvaydan atlayalım istikametimiz kopsun
 Mart 2016 / Devrim ve Çay
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 


