Alıngan Nesneler Düeti

YAŞAR BEDRİ
Alıngan Nesneler Düeti
 
sözcüklerin bir anlamı olması ne büyük işkence
bizi mi vururdu kapı tokmakları her saat başı
paslı menteşeleri, çocuk seslerini toplardık
ne çok severdik unutulan matineleri, tozlu bakışını
bizi öteki yapan perde boşluğu, yağmur kırıklarını
 
ne çok heykel geçti putlarını besledi müdür bey
sen miydin alıngan nesneler, burnunu kırdığım sarhoş
yanılgı: seni belki sen sandım, belki yanlış sevmiştim
seni belki hiçbir zaman dedi adamın biri
taşların en masumu bozdu göldeki dirliğimi
 
her ‘âh’a bin dağ indirirdi kulağını ısırdığım oğlak
ibret olsun diye oğul atan tasvirini gönder bana
esenliğim kalsın, dalgın ağız boşluğunuz kör kuyu
teşbihte hata var. kalbime sürdüğünüz reçine
götürür nesneleri dağın acısına.
 
öteki gözünü açtı faytondaki yolcu. 
– semt pazarına çek!.. çay içelim, dönsün hileli zarlar.
 
iskandilleri, ebu maktulleri dirsek temasında görelim
 
tabakamda nemli tütün serseri ruhum bilmesin
dağ, öteki dağın içinde saklandı kimse bilmesin
adını koymam lazım genleri bozulan kurtçukların
çiftleşen şairler çöplüğünde yanlış dize, yanlış sin.
 
kısraklar iner, derisini suya bırakır bizim oğlan
giderim belki, sana hileli zarlarım kalır
insanı taştan oyarım, adam tohumu klonlarım
yarım kalan infazımız tamamlanır.
 
sözcüklerin bir anlamı olması ne büyük işkence
nesneler gelir geçer göbeği kesilmeyen kırgınlıklar
bizi vuruyor kapı tokmakları her saat başı
kaybettiğim dağı öteki dağın içine ararım.
 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir