Joan Baez
İstanbul'da Son Kez
Konser Verdi

Hayranlarıyla bir araya gelen Folk müziğin usta isimlerinden Joan Baez İstanbul'da son kez konser verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne alan ünlü sanatçı, "Fare Thee Well Tour 2018" kapsamında Türkiye'deki son konserini verdi.

"Türkiye dünyadaki en insani ülkelerden"
Sanatçı, Meksikalı göçmenler için kaleme aldığı "Deportees" şarkısını seslendirmeden önce "Sıradaki şarkı mülteciler için, biliyorum ki Türkiye bu anlamda dünyadaki en insani ülkelerden. Benim ülkemde ise durum berbat. Aileleri birbirinden ayırıyorlar." dedi.


Joan Baez: Artık sesim sahneleri bırak demeye başladı
Veda turnesi için İstanbul'a gelen 77 yaşındaki Joan Baez, "Artık sesim sahneleri bırak demeye başladı" dedi. Sahnede olmayı çok sevdiğini söyleyen Beaz, veda turnesi yaptığını belirterek, "Ama yine de eğer ilginç davetler alırsam belki arada çıkarım sahneye" dedi.

Cumhuriyet'ten Zeynep Oral'ın sorularını yanıtlayan Joan Baez'in açıklaması şöyle:
"Söylenemeyen o iki şarkı"
-Bu veda nasıl, nereden çıktı? Sahneleri bırakma kararı zor muydu?


-17 yaşından beri, o berrak soprano sesinle 60 yıldır sahnedesin…


-Pişmanlıklar var mı?
Meslek yaşamımda hayır… Ama genel olarak, her anne gibi, oğluma daha çok vakit ayırabilmek, daha çok ilgilenmek isterdim… (Oğlu Gabriel Harris perküsyon sanatçısı). Ama daha en baştan müzik kadar, belki müzikten daha da çok, kurduğum şiddet karşıtı insan hakları vakfı “Hümanitas”la ilgilendim ve onu sürdürdüm. Kendi özel yaşamım da pek zaman ayıramadım!
-1968’in 50. yıl dönümündeyiz. ‘68’de çoktan ünlenmiştin… Ve anımsarsan, dünyayı değiştirecektik… Düşlerimize ne oldu?
(“Rüzgâr önüne kattı yok etti” demedi, şöyle dedi:)

Küresel ısınma….
Hayatta en nefret ettiğin duygu?
Kötülük karşısındaki aczimiz! Günümüzün “yeni normları” sayılan, kötülükleri geri püskürtecek etkili yollar, çareler bulamamak beni kahrediyor. Nedir bu kötülükler- Ayırımcılık, ırkçılık, yalancılık, ikiyüzlülük, taciz, zulüm, tehdit, baskı…
Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmaması… Benim ülkemde Cumhuriyetçiler ve onların akıl hocaları, ilerici düşünceleri etkisiz hale getirdiler. Bunun sonuncunda kendimizi ışık hızıyla kanuna dönüşen kararlarla, yıpratıcı, kahredici emirlerin, uygulamaların peşine takılmış kör topal sürüklenirken buluyoruz.

-İnsanlık için umut?

"O koca nehir hep akacak"
-İstanbul’da en sevdiğin ne?
Görkemli güzelliği. Tarihsel birikimi, her köşesi, özgünlüğü… Parklardan mezarlıklara yeşilliği, günbatımları, sokak kedileri , çinileri.. İstanbul dışında ise en sevdiğim Antik Efes… Ama en çok, en çok, arkadaşım dediğim insanları…
-Ya sevmediklerin?
Zevksizlik örneği modern yapılar… Özgün ve güzel olanın yıkılıp yerine konan betonarme gökdelenler… Biliyorsunuz değil mi, gökdelenler oldukları yerde sonsuza dek kalmaz, ama şu akıp giden Boğaz, o koca nehir hep kalacak…