Ağzı Köpüklü Atlar Vadilere İniyor

MEHMET AYCI
Ağzı Köpüklü Atlar Vadilere İniyor | TÜRKÜ YAZILARI |
 
Ağzı Köpüklü Atlar Vadilere İniyor
Ağzı Köpüklü Atlar Tepelere Çıkıyor
 
Başlıkta olduğu gibi… Koşmaktan yorulmayan Arap atlı vadilerden iniyor, tepeleri çıkıyor, ovalarda rüzgâr gibi esiyor, tekrar tepelere tırmanıyor, adeta başı sonu belli estetik bir kompozisyon içerisinde koşuyor, koşuyor, koşuyor…
 
Hep aynı ahenkte değil, yerine göre yavaşlayarak, hızlanarak, bastığı toprağı incitmeyerek, nal sesleri de aynı ahenk içerisinde, dereleri geçiyor, ormanlık alanlardan, ağalar arasından bir ceylan gibi süzülerek…
 
Bir kavga türküsü bu… Epik halk edebiyatı ürünlerinin şaheserlerinden biri… Selçuklular döneminde, bundan altı asır önce Batı Anadolu’ya yerleşen Avşarların türküsü… Bey olmanın, toprağı sahiplenmenin getirdiği inanılmaz özgüven hem sözlerde hem ezgide seziliyor.
 
Orta Anadolu’nun insanı doğrudan bıçaklayan bozlakları yanında Afşar Beyleri türküsü, aynı acıyı taşımasına rağmen keserken acıtmayan bir ince bıçak gibi sadece kalbinizde değil, bütün kılcal damarlarınızda, bütün hücrelerinizde acıdan bir coğrafya çiziyor.
 
Dinlerken duymuyorsunuz o acıyı çünkü bu işlemin, bu işlemenin güzelliği karşısında, özellikle ezginin ruhunuzu zehirli bir sarmaşık gibi sarması karşısında teslim oluyorsunuz. Asla teslim olmayan, asla boyun eğmeyen bir Oğuz Boyunun hikâyesi teslim alıyor sizi…
 
“Adını Sevdiğim Avşar Beyleri” türküsünden bahsediyoruz.
 
İki çeşitlemesi var.
 
“Adını sevdiğim Avşar Beyleri
Sana da bir vezirlik yakışıp durur
Topla dizginini gözet kendini
Dost ile düşmanın bakışıp durur”
 
Burdur’dan derlenen bu türküyü Ruhi Su notaya aktarmış.
 
Asıl Talip Özkan’ın Denizli’den derlediği, ilk dörtlüğü aynı olan çeşitlemesini dinlemeli:
 
“Adını sevdiğim Avşar beyleri
Sana bir vezirlik yakışıp durur
Topla dizginleri tanı kendini
Karşıda düşmanlar bakışıp durur
 
Avşar beyi der ki gelsin göreyim
O da nasıl yiğit imiş bileyim
Armağan isterse canlar vereyim
Candan başka armağanım yok benim”
 
Özellikle son iki dize, samimiyetin, meydan okumanın, her türlü riyakârlıktan ve boyun eğmeden uzak yaşamanın anıtlaşmış halidir.
 
Altı asırlık bu türküyü en iyi Talip Özkan çalıp söylüyor.
 
Bizden söylemesi.
 
 
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir