Pop Müziğin
Önde Gelen İsmi
Barış Manço
Vefat Yıldönümünde
Anıldı
Anadolu rock ve pop müziğin önde gelen ismi Barış Manço vefat yıldönümünde anıldı.

Barış Manço; İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943'te, İstanbul’da dünyaya geldi. Manço'nun ailesi ilk çocuklarına "Savaş" ismini verdi. İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde doğan ikinci çocuklarına ise "Mehmet Barış" ismini verdi. Barış Manço'nun daha sonra Oktay ve İnci ismini taşıyan iki kardeşi daha oldu. Anne babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, babasının yanında çocukluğunu geçirdi.

İlk konserini Galatasaray Lisesi'nde verdi
Barış Manço, ilk grubunu 1958'de Galatasaray Lisesinde okurken, "Barış Manço ve Kafadarlar" adıyla kurdu. İlk bestesini "Dream Girl" adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda verdi.

Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına gitti. Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okudu. Bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalıştı.
Müzikle bağını koparmayan Barış Manço, bir röportajında kendisini şöyle anlattı:


"Ağlama Değmez Hayat" şarkısıyla başarı yakaladı

"Altın Plak" ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi. Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970'te yurda döndü.
Sanatçının 1970'de bestelediği "Dağlar Dağlar" plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu. Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı.

1976'da "Baris Mancho" adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı
Barış Manço daha sonra Moğollar'la yolları ayırıp "Kurtalan Ekspres"i kurdu. Kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres'e Manço'nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu. Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya'da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres'le Anadolu turnelerine çıktı.
Herkesin hafızasına kazınan uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük ve kemerle tasarladığı imajı ile tiyatral yetenekleri oldukça ilgi çekti.
Barış Manço, ilk uzunçaları (LP) "2023"ü, 1975'te çıkardı. "Progresif rock" esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet'in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı "2023" de vardı. Bunun yanı sıra, "Yine yol göründü gurbete", "Yol verin ağalar beyler" gibi şarkılar beğeni topladı. Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika'ya gitti ve 1976'da "Baris Mancho" adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı.
"Yeni Bir Gün" albümünü ise 1979'da müzikseverlerin beğenisine sundu. "Hey" dergisinin, "Yılın Erkek Sanatçısı" ve "Yılın Albümü" ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışladı. Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs'ta konserler verdi.
"Sözüm Meclisten Dışarı" albümüyle büyük beğeni topladı
Belçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979'da Edirne'de bir trafik kazası geçirdi. Bir süre sahnelerden uzak kaldı. 1981 yılının sonlarına doğru "Sözüm Meclisten Dışarı" albümüyle büyük beğeni topladı.
Albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT'nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda çalınamadı.
Barış Manço, 1983 Eurovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye elemelerine de "Kazma" adlı şarkısıyla katıldı fakat ön elemeyi geçemedi. Barış Manço daha sonra sonuca karşı, "Benim jürim 50 milyon" diyerek tepkisini dile getirmişti.
Halkla kurduğu bağı 1983'te "Estağfurullah Ne Haddimize", 1985'te "24 ayar", 1986'da "Sahibinden İhtiyaçtan" albümleriyle güçlendirdi. Manço, 1989'da "Darısı Başınıza", 1992'de "Mega Manço", 1995'te "Müsaadenizle Çocuklar", 1996'da "Live in Japan" albümlerini sevenleriyle buluşturdu.
Müzikte açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulundu. Manço, birçok şarkısının son kıtasında, tıpkı halk şiiri geleneğinde olduğu gibi kendi ismine yer verdi. "Modern Çağ Ozanı" olarak adlandırılan ve eserlerinde unutulan değerleri hatırlatan Manço, şarkılarında toplumsal konulara ve ailenin önemine de dikkati çekti.
Daha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979'da Lale Çağlar'la dünya evine girdi. Çiftin "Doğukan Hazar" ve "Batıkan Zorbey" ismini verdikleri iki oğulları oldu.
"Baba Bizi Eversene" filminin başrolünde yer aldı
Barış Manço, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği "Baba Bizi Eversene" filminin başrolünde yer aldı.
Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı "7'den 77'ye" programı projesini, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı. Programın "Adam Olacak Çocuk", "İkinci Kahvaltı", "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" gibi bölümleri vardı, Program TRT 1, TGRT ve ATV'de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza attı.
Manço bir röportajında "Adam Olacak Çocuk" programına ilişkin şunları söylemişti:
"Yaptığım müzikle toplumun çok sesliliğine katkıda bulunmaktan başka bir şey düşünmedim. Türkiye'nin karamsar bir tablosu var ve ben o tabloyu görüyorum. Bütün bu karanlık ve karamsar görüntüye rağmen ben kararımı verdim ve işimi gücümü bırakıp, belki çocuklarımızın daha iyi yetişmelerine katkıda bulunurum diye düşünerek, çocuklara yönelik programlar yapıyorum. Böylece bir kuşağı daha taşımak istiyorum. Sizler benim şarkılarımla büyüdünüz, şimdiki çocuklar da benim onlar için hazırladığım programlarla büyüyorlar. Bir gün 'Bu adam bize program yapardı.' diye hatırlayacaklar. Kan gövdeyi götürürken, hırsızın uğursuzun bollaştığı bir ortamda, çocuklarımız için iyi şeyler yaparak bir kuşağı taşımak konusunda iddialıyım. Bu kuşak büyüyüp kemale erdiklerinde, ülkenin kaderini değiştirmek ve bazı yerlerde bulunmak için ortaya çıkacağım zaten. Allah sağlık, sıhhat verirse…"
"Türk televizyonlarının ilk gezgini" olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti. 1990'da Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya'da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer verdi. Barış Manço'ya "Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası" verildi. Barış Manço, buradaki konser kaydını da "Live in Japan" adıyla yayımladı.
Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından "Türkmen vatandaşlığı" verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez ödüllendirdi.
40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza attı
İlk albümüne Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı "2023" ismini verdi. Barış Manço, bir röportajında, "Benim birkaç hayalim var: 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023'ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi." demişti.
Müzik hayatını anlattığı "40. Yıl" şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi. Daha önce de tansiyon sıkıntıları yaşayan sanatçı, 31 Ocak'ı 1 Şubat 1999'a bağlayan gece, saat 23.30 sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi'ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Sanatçının cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan törenin ardından Levent Camisi'nden kaldırılarak, Kanlıca Mezarlığı'na defnedildi.
Ödülleri
Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan Manço, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görüldü:
1980'de "Altın Orfe" Ödülü. 1987'de "Belçika Kültür Elçisi". 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı". "Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü". 1992'de "Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı" ve "Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı". 1994'te Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995'te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995'te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora. 1995'te "Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası", 1997'de "Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı."