Türkülerin Anası Muzaffer Akgün Vefat Etti

MUZAFFER AKGÜN 1Türkiye'de ilk Altın Plak ödülüne sahip sanatçı, Türkülerin Anası olarak da anılan Muzaffer Akgün
vefat etti.
 
TRT İstanbul Radyosunda 4 Ağustos Salı günü saat 11.00’de tören düzenlenecek.
 
Emekli olduktan sonra Karamürsel'e yerleşen ve burada hayatını sürdüren Muzaffer Akgün rahatsızlığı nedeniyle, tek evladı olan kızı Feryal Akgün’ün yaşadığı İstanbul Nişantaşı’ndaki evinde tedavi görüyordu.
 
86 yaşında vefat eden Muzaffer Akgün için 4 Ağustos Salı günü Teşvikiye Camisi'nde öğlen namazının ardından cenaze töreni gerçekleştirilecek.
 
Müzik dünyasının başı sağolsun.
 
MUZAFFER AKGÜN 2Muzaffer Akgün; 1930 yılında İstanbul'da doğdu. Ankara'da İsmet Paşa Kız Enstitüsü'nü bitirdi. Sanatçılığa, 1946 yılında Şerif İçli'nin yardımı ile Ankara Radyosu sınavına girip kazandı ve böylece Ankara Radyosu’nda sanat hayatına başladı. Bu yıllarda gazeteci ve reklamcı Haluk Akgün ile evlendi. 1948 yılında Feryal adlı çocuğunu doğurdu. Ankara Radyosu’ndan sonra İstanbul Radyosu kadrosuna geçti. O zamanlar dönemin en önemli halk müziği yorumcularından biriydi ve büyük gazinolarda assolist olarak çalışıyordu.   Muzaffer Akgün ayrıca Boş Beşik, Soytarı ve Gurbet Türküsü gibi bazı filmlerde de rol aldı. Emekliliğe ayrıldıktan sonra televizyon programlarında türküler söylemeye başladı.
 
Muzaffer Akgün sekiz yaşında iken keman çalmaya heves etmiş, fakat musikî aşkını bu hevesle yenemeyerek, şarkılar ezberlemeye başlamıştır. Sesinin ahengi ile çabucak dikkat çekmiştir.
 
Muzaffer Akgün sadece kırık havaları güzel okumakla kalmamış, serbest karakterli ezgiler olan uzun havaları da repertuarına katarak halkın sevmesinde gözardı edilemeyecek bir sanatçı olmuştur.
 
Muzaffer Akgün, türküleri okurken eserin duygu yükünü daima öne çıkartmış, bunu yaparken hiçbir zaman en ufak abartı denecek saplantıya düşmemiştir. Sanatçı, pesleri dolgun, tizleri gayet tatlı, asla falsosu olmayan çok geniş hacimli bir sese sahiptir.
Günümüzde kalplerde duran pek çok türkü Muzaffer Akgün’ün tezgâhında dokunduğu için şöhretlidir. Şöhret ettiği türküler onunla özdeşleşmiş, hissi bir bağ ile ona ait olmuş ya da halk bu şekilde benimsemiştir. 
 
"Çakmağı Çak, Adalardan Çıktım Yayan, Dolana Ay Dolana, Zalim Avcı, Uçun Kuşlar Uçun, Kışlalar, Geceler Yârim Oldu, Gine Gam Yükünün Kervanı Geldi" ve daha niceleri hep Muzaffer Akgün adı ile hatırlanmaktadır.
 
Anadolu’da yaşayan hayranlarından gelen ısrarlar üzerine Yeşilçam yapımcıları kendisine film teklifi getirmişlerdir. O günün sinema dünyasındaki dev isimleri ile 1965 yılı içinde hepsi Hulki Saner’in yönettiği üç film yapmıştır. Zeynep Değirmencioğlu ile Ayşecik-Boş Beşik, İzzet Günay ve Esen Püsküllü ile Gurbet Türküsü, Sadri Alışık ile Soytarı adlı filmlerde oynamıştır.
 
Özmüziksan adlı şirket tarafından «Türk Halk Müziğinde Büyük Yorumcular Ve Unutulmayan Türküler Arşivi»nde bir albümü çıkmıştır ancak maalesef gerisi getirilememiştir.
 
Bu albümde bulunan türküler:
 
1. Adalardan Çıktım Yayan
2. Mihriban
3. Bu gün ayın üçüdür
4. Çakmağı Çak
5. Olam Boyun Gurbanı
6. Fırat Kenarında
7. Eledim Eledim
8. Kışlalar Doldu Bugün
9. Dolana Ay Dolana
10. Pınar Başı Ben Olayım
11. Çayır Çimen Geze Geze
12. Antalya’nın Mor Üzümü
13. Kara Tren Gelmez M’ola
14. Garip Bir Kuştu Gönlüm
15. Şu Uzun Gecenin Gecesi Olsam
16. Harman Yeri Sürerler

 
Muzaffer Akgün | Eledim Eledim

 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir