Gül Kanmaz
Diorama Sanatını
Anlattı
Asıl mesleği İngilizce öğretmenliği olan diorama sanatçısı Gül Kanmaz, yaklaşık 12 yıllık diorama sanatı hayatını ve çalışmalarını anlattı
Sanatçı Gül Kanmaz, öyküler yazarak, diorama sanatıyla hayallerindeki dünyayı yeniden canlandırıyor.


"Öğrenmenin sınırı olmayan ilginç bir sanat"

Bu sanat alanında ilk olarak Japon minyatür sanatçılarından etkilendiğini belirten Kanmaz, "Japon minyatür sanatçılarının işlerini takip ediyordum. Bir gün tesadüfen polimer kili keşfettim sayfalarında. Merak ettim ve bir paket polimer kille başladım.

Gül Kanmaz, polimer kili keşfetmesinin kendisi için bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi:


"Her şeyi kullanabilirsiniz"

"Bazen ilham gidiyor ve aylarca bir çalışmaya dönüp bakmıyorum. Çok çeşitli malzeme gerektiren bir sanat bu. Çünkü bir dünya inşa ediyorsunuz.
Bir binayı inşa etmekle başlayıp, inşaatçı oluyorsunuz. İçinde yer karolarını döşüyorsunuz. Duvarlarını boyuyorsunuz. İçerisinde tekstille ilgili bir şey varsa bir terzi oluyorsunuz. Yemek yapıyorsanız, aşçı oluyorsunuz. O kadar çok alana dokunuyorsunuz ki aslında bir dünya inşa ediyorsunuz. Bu yüzden çok çeşitli ve farklı malzemelere ihtiyaç duyuyorsunuz. Malzeme stoklamak için gerçekten çok fazla yere ihtiyacınız oluyor ve biraz insanı istiflemeye sevk ediyor aslında. Çünkü her şeyi kullanabilirsiniz. Sınır yok. Sonra tabii neyin işinize yarayıp, yaramayacağını da anlar hale geliyorsunuz. Bu da zamanla ve deneyimle olabilecek bir şey."

12 yıl önce bu sanata başladığında herhangi bir eğitim olmadığını ve bu alanda kendi kendini yetiştirdiğini dile getiren Kanmaz, "Araştırmalar yaptım. Zaten o dönem Türkiye'de bu sanatı yapan çok az insan vardı. İlklerinden biriyim diyebilirim. Elde ettiğim en güzel şey kendi deneyimlerimdi. Başkalarının bilgilerinden faydalanmak yerine, kendi deneyimlerinize ulaşmak çok daha kıymetli ve sizi sanatınıza çok daha bağlı hale getiriyor." dedi.
"Yaşanmışlık duygusunu vurgulamaya çalışırım"
Gül Kanmaz, bu sanat alanında iyi bir gözlemci olunması gerektiğine dikkati çekerek, "Sabırlı olmak gerekiyor ve biraz el becerisi lazım. Zamanla tecrübeyle sanat biraz gelişiyor. Ama temel bir el becerisi şart. Parmağınızın ucunun bile tutamayacağı kadar minik parçalarla uğraşıyorsunuz. Onları yapıştırmak durumunda kalıyorsunuz. O yüzden gerçekten sağlam irade ve sabır gerekiyor." dedi.
Kanmaz, dioramalarında her zaman bir hikâye anlatmaya çalıştığına değindi:
"Bir yaşanmışlık duygusunu vurgulamaya çalışırım. Bu dioramayı zaten maketten ayıran şeydir. Dioramanın anlatmak istediği bir şey vardır. Geri planda bir hikayesi, belki görünmeyen bir kahramanı vardır. Bir elektrik prizinin altında gördüğünüz kirde yaşanmışlığı anlatmaya çalışıyorumdur belki. Bu tarz küçük detayları eklemek gerçekçiliği çok arttırıyor ve benim bir gerçekçilik takıntım var. İyi bir gözlemci olmama yetecek kadar sıkıcı bir çocukluk geçirdim. 1980'lerin çocukları hep aynıdır zaten. Diorama da zaten öykülerimi, yazmak dışında anlatabildiğim bir alan sağladı aslında bana. Çoğu dioramanın yazılmış bir hikayesi de oluyor. Bu da apayrı bir derinlik katıyor çalışmalarıma."
Özgün çalışmalarını Instagram hesabı üzerinden izleyicilere gösteren sanatçı, "Konfüçyüs'ün 'Sevdiğiniz işi yapıyorsanız, hayatınızda bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.' sözünden hareketle ben de kendimi hiç çalışmış saymıyorum. İlk gün nasılsa aynı tutkuyla devam ediyorum." dedi.