HAYRETTİN TAYLAN
Parpazlandığın Vicdanımda Yeşeriyor Pişmanlık
kavruk mazinin hecelerinde loğlanıyor özüm, çift sözüm
savruk amacımın kitabında lezzetleniyor mesellerim, meselelerim
istendik yarınlarından ışıyarak adlanıyor bezmim ,söz gelimlerim
bilindik öğütlerin şafağından, öptüm güneşi, bitti karanlığım
alışık düşlerin yangınında sakladım, gözyaşlarını
ağlamalısın, ağlamak yeniden sevmeyi arındırır
ben de sevmeliyim, sevmek şifadır, iyileştirir
cevapsızlığın pençesidir, dişi aslanlığın
birbirine karışan sevmelerin dişidir, düşüdür yarınlarım
ekseni yok sensiz dünyanın
eksen kayması yok, bensiz geleceğin
aksanı yok nemli gözlerinin
biliyorum, içindeki zenci melâli
biliyorum, içindeki mülteci özlemlerin helalini
biliyorum, içindeki naçar ben’ler cemalini
biliyorum, içindeki hançer hiçler celalimi
biliyorum, içindeki kitap geçidinde sallanan gönül hilalimi
balsözü kütüphanelerden çık
kuyunun dibindeyim, okunmuyor beni görmezden gelişin
huyunun cehenneminden çık
yakıldığın, yaktığın güllerden arın
sermest bülbüller uyandı, seher yeliyle, senli düşler diliyle
atmosferin sabrında, güneşin ışıltısında beslenir düşün
“ben “samanyolunda gezer yıldız gözlerin
“sen “ yolunda yortulur a’demlerim
yolu naşir, uzakları ahir, yakınlığı zahir demlerin var
söz nehrin ortasında yetişen şükür ormanında öter simurgum
parpazlandığın vicdanımda dağlarını eritiyor hasretim
gındırlandığım harput’ta sallanır aziz gönlüm
gözyaşının kum saatinde, tane tane bitiyorum umuda
sözlerinin gemisinden atılıyorum yunus gibi olacağa
ay yüzünde kayıp ay’ın acı yüzünde saklıdır, haklıdır meramım
dağ gibiyim, hislerinle sislerim arasında görmediğin ben dağım
gel yamacıma, nefesin rüzgarı kıskandırsın şehrinaz