Yedi İklim’den “M. Akif İnan” Özel Sayısı

6 Ocak 2000’de aramızdan ayrılan M. Akif İnan; şair, yazar, akademisyen ve araştırmacı yanlarından başka sivil toplum kuruluşları ile sendikal faaliyetlerde öncü olarak rol almış çok yönlü bir söylem ve eylem adamı…İlk yazı ve şiirleri 1957’den itibaren mahalli gazetelerde çıkan M. Akif İnan 1969 yılında Nuri Pakdil, Erdem Bayazıt ve Rasim Özdenören’le birlikte Edebiyat dergisinin, 1976’da Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören ve Ersin Gürdoğan’la Mavera dergisinin kurucuları arasında yer almıştır. 

Halk ve Divan edebiyatı geleneğinden beslenerek yazdığı şiirlerini çağdaş formlarda sunmasıyla fikir dünyası kadar şiir dünyasının da dikkatini çeken M. Akif İnan için vefatının 15. yıldönümünde “7EDİ İKLİM” gibi kurumsallaşmış bir fikir ve edebiyat dergisinin nitelikli bir özel sayı hazırlaması edebiyat dünyası ve tüm Akif İnan sevenleri için elbette çok sevindirici olmuştur.

Yedi İklim dergisinin 298. sayısı olan M. Akif İnan Özel Sayısı’nda;  Yunus Emre Özsaray’ın Nuri Pakdil ile Akif İnan hakkında yaptığı röportajında, Urfa’dan Maraş’a gelen İnan’ın arkadaş grubuna katılarak Yedi Güzel Adam’dan biri olma serüvenine dair bilgiler var. Nuri Pakdil’e göre ciddiyeti, cömertliği, teşkilatçılığı, edebi başkaldırıları ve asli kaynaklara dönüşün önemi İnan’ın hayatının merkez noktası… Nuri Pakdil,:“İnan, ciddi bir İslam devrimcisiydi” diyerek, Akif İnan’ın fikir ve sanat gücü kadar eylem gücüne de dikkat çekmiş.

Nurettin Durman, Mehmet Akif İnan Şiirinde Hayatın Vazgeçilmez Unsurları Üzerine Bir Güzelleme: Mescid-i Aksa Şiirini Anlama Denemesi,nde tam bir inanmış insan tipi olan Akif İnan’a ve onun şiirine duygu yüklü bir bakış açısıyla yaklaşmış.

Mehmet Özger, İnan Şiirinde Göksellik adlı yazısında Akif İnan’ın modern şiirde Divan Edebiyatının form ve unsurlarını yeniden diriltmeyi amaçladığına dikkat çekmiş.

Serdar Kacır; Bilge Bir Şiir adlı yazısında Akif İnan şiirinin bilge bir şiir olarak bilgelik taslamadan hikemî bir dille hakikate ayna olan, çağın saldırısına boyun eğmeyip direnen,  onu alt etmeyi isteyen yapısına ve söylemine dikkat çekmiş. İ

İsmail Demirel, İslam Milleti Yolunda Bir Halka: Mehmet Akif İnan adlı yazısında, Akif İnan’ın imanlı bir şair olarak mücadele alanını edebiyattan siyasete, siyasetin bir şubesi olan sendikacılığa genişlettiğine dikkat çekmiş. Kurduğu ve başkanlığını yaptığı sendika sayesinde İslam milleti olma yolunda toplumun farklı katmanlarını bir araya getirmesinin önemini anlatmış.

Ali Haydar Haksal, Akif İnan’ın Poetikası adlı yazısında İnan’ın şiirinin poetik duruşundaki özü ayrıntılı olarak incelemiş.

Arif Ay, Medeniyet Bağlamında Mehmet Akif İnan Nesri adlı yazısında, yazılarıyla batıcılığa karşı yerli düşüncenin önemine vurgu yapan bir Akif İnan portresi çizmiş

Alim Kahraman, Arkadaşlar Arasında Mehmet Akif İnan adlı yazısında Ankara’daki Mavera Dergisi’nin bürosunda karşılaştığı Akif İnan’ı  anlatmış ve  Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören gibi dostlarıyla olan ilişkilerini de anılarından yola çıkarak aktarmış.

Osman Bayraktar, Bağlılık ve Red adlı yazısında Akif İnan’ın düşünsel bütünlüğüne vurgu yaparak. İnan’ın “Anamı sorsan büyük doğudur/ Batı ki sırtımda paslı bıçaktır” beytiyle hem temel bağlılığa, hem de temel karşıtlığa işaret ettiğine dikkat çekmiş.

Necip Evlice, Sevgilim, Yarın Saat Üçte...  adlı yazısında Akif İnan’la ilgili samimi bir anısını paylaşmış.

Osman Koca, ‘Tenha Sözler’e ‘Hicret’ Eden Katalizör Derviş adlı yazısında Akif İnan’ı eylemlerini inancıyla pekiştiren sanatçı, aksiyoner, öğretmen, gazeteci, şair, mütefekkir, yazar, sendikacı, hem bilim hem eylem insanı şeklinde tanımlayarak onun çok yönlü bir insan olduğunu vurgulamış. Yapısal ve tematik olarak İnan şiirini de ele alıp, dil ve tema yönünden incelemiş.

Dostum Akif’i Hatırlamak adlı yazısında Zübeyir Yetik, dost olarak bir dostunun hatırasını yad etmek amacıyla yazdığını söylemiş.. Lise döneminde bir rastlantı sonucu İnan’la tanışmasına ve sonrasındaki sıkı dostluklarına ve yollarının ayrı düştüğü zamanlarda dahi coğrafi mesafelere rağmen hep bir arada olmayı başarabildiklerini anlatmış.

Şakir Kurtulmuş, Örnek Bir Dava Adamı: Mehmet Akif İnan adlı yazısında İnan’ın iki büyük sevdasına dikkat çekmiş: Medeniyet ve Edebiyat.  Akif İnan’ın Büyük Doğu davasının üstadı Necip Fazıl’ın yanında iyi bir dava adamı olarak yetişme imkânı bulduğuna vurgu yapmış. İnan’ın ümmet duyarlılığı ve ümmet coğrafyasında yaşanlar konusundaki hassasiyetinin, onun inanç ve iman boyutundan bağımsız düşünülmemesi gerektiğini belirtmiş.

Nuhan Nebi Çam, Teori ve Pratik adlı yazısında Necip Fazıl’ın “Keşke Çağdaşım Olsaydın” dediği İnan’ın bir teori adamı olduğuna, ancak teori adamı olmakla kalmayıp fikir üreten, genç nesillere yol gösteren, o yolda önce kendi yürüyen bir kişi olduğuna dikkat çekmiş.

Gökhan Serter, Ahîlik ve Akif İnan Sendikacılığı adlı yazısında Akif İnan’ı modern zamanda insanı savunmanın önemini, sivil örgütlenme gerekliliğini ahî tavrıyla yürüten, mücadeleci ve toplayıcı bir şair olarak anlatmış. Ahlakı yozlaştıran modern yaşam tarzı ve değerleri öğüten tüketime karşı emeğin hakkını savunma dürtüsüyle hareket eden ve çağdaş meslek örgütlenmesinin başını çeken bir eylem adamı olduğuna dikkat çekmiş…

Hattat Mustafa Cemil Efe dergi içine yerleştirilmiş seperatörleri ile, Hasan Aycın ve Raziye Yıldız çizgileriyle her zamanki gibi derginin görsel yönüne katkıda bulunmuşlar.

Mehmet Akif İnan’ın en küçük kardeşi Ahmet İnan’la yapılan söyleşide kardeşinin gözünden “tam bir adam” olarak tanımlanan bir ağabey portresi var.

Derginin son bölümünde ise hoş bir sürpriz var. M.Akif İnan’ın Şehir Gazeli şiiri tam yedi farklı dille bu özel sayıda yer almış.