Metin Altıok Vefat Yıldönümünde Anılıyor

Metin Altıok Vefat Yıldönümünde AnılıyorŞair, Yazar ve Ressam
Metin Altıok
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
 
Yerleşik Yabancı, Kendinin Avcısı, Hesap İşi Şiirler, Bir Acıya Kiracı gibi eserleriyle bilinen şair, yazar ve ressam Metin Altıok vefat yıldönümünde anılıyor
 
Metin Altıok Vefat Yıldönümünde AnılıyorUsta şair, Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği için gittiği Sivas'ta 2 Temmuz 1993 günü Madımak Oteli'ne yapılan saldırıdan ağır yaralı olarak kurtarılıp Ankara GATA'ya kaldırılmış, yedi gün yaşam mücadelesi verdikten sonra, 9 Temmuz 1993'te Ankara’da vefat etmişti.
 
Metin Altıok; 14 Mart 1941’de İzmir'in Bergama ilçesi Göçbeyli köyünde, Melahat Moral ve Süleyman Altıok’un ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Meral adında bir de kız kardeşi vardır. Metin Altıok'un çocukluk yıllarına dair bilinenler, anne sevgisinden mahrum kaldığı için sevgisiz bir çocukluk geçirdiğidir. Bu durum şiirlerine “Kötü annem/ Beni komşunun oğlu kadar seven" dizeleriyle yansımıştır.
 
Metin Altıok Vefat Yıldönümünde AnılıyorAltıok ailesi, matbaa işçisi olan Süleyman Bey'in maddi sıkıntıları sebebiyle, çocuklar küçükken İzmir Karşıyaka'ya taşındı. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Karşıyaka'da okuyan şairin, çocukluğu ve ilk gençliği de burada geçti. Alaybey İlkokulu'ndaki ilköğretimini 1953'te tamamladı. 1963 yılında liseden mezun oldu ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Hindoloji bölümünde üniversite eğitimine başladı. Kısa süre sonra aynı fakültenin felsefe bölümüne geçti ve 1971 yılında mezun oldu.
 
Metin Altıok Vefat Yıldönümünde AnılıyorAnkara'da geçen üniversite yılları, edebiyat çevresine de dahil olmasını sağladı. Ancak o dönemde şairliği henüz bilinmeyen Altıok, ressamlığı ile tanınmıştı. Bu dönemde çizimlerinde örnek aldığı Abidin Dino ile tanıştı, ressamın bir dergide basılan çizimi için şiir yazdı. İlk kişisel sergisi ise 1966'da Fransız Kültür Merkezi'de sanatseverlerle buluştu.
 
Üniversite eğitimini tamamladıktan iki yıl sonra felsefe öğrenciliği sırasında tanıştığı Füsun Akatlı ile nişanlandı ve Kızılay Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. Aynı yılın temmuz ayında evlendi, 1969 yılında da kızı Zeynep dünyaya geldi. Bu süreçte memuriyetten ayrılan ve bir müddet işsiz kalan şair, 1974'te Ortadoğu Amme İdaresi'nde girdi. Şiirleri de bu yıllarda Soyut ve Türkiye Yazıları gibi dergilerde yayımlandı. Şairin dergilerdeki şiirlerini 1976'da yayımlanan ilk şiir kitabı Gezgin takip etti. 1978'de Yerleşik Yabancı yayımlanırken, 1979'da Kendinin Avcısı isimli üçüncü şiir kitabı basıldı.
 
1979 yılı, eşinden ve Ankara'daki işinden ayrılan şair için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. O zamana dek büyük şehirlerden çıkmamış olan Altıok, Bingöl Lisesi'nde felsefe öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Bu süreçte kendisi gibi öğretmen olan Nebahat Çetin ile tanışıp evlendi. 12 Eylül döneminin sancıları içinde öğretmenlik yapan şairin, 1982'de Küçük Tragedyalar adlı bir şiir kitabı daha yayımlandı. 1986'da aynı şehrin Genç ilçesine sürülmüş, burada da bir yılı henüz dolmamışken Konya Karaman İmam Hatip Lisesi'ne tayin edilmişti. Aynı yıl, beşinci şiir kitabı olan İpek ve Kılaptan da yayımlandı. Konya'daki çalışma ortamına üç yıl dayanabilen şair, alkol sebebiyle bozulan sağlığını gerekçe göstererek 1990'da malulen emekliye ayrıldı.
 
Emekli olduktan sonra hasretini çektiği edebiyat çevresine yeniden kavuşan şair, bu teşvikle edebiyat hayatının en verimli bir dönemini yaşadı ve bu süreçte altı kitap kaleme aldı. 1990'da Gerçeğin Öte Yakası ile Dörtlükler ve Desenler, 1991'de Süveyda, 1992'de ise Alaturka Şiirler yayımlandı. Aynı yılın aralık ayında şiir üzerine yazılarını topladığı Şiirin İlk Atlası da okuyucuyla buluştu. Bunlardan başka 1979'da Türkiye Yazıları dergisinin ekim sayısında yayımlanan İkili Av adlı oyun ile 1979'da TRT radyosunda yayımlanan Su Damlası adlı çocuk oyununu kaleme aldı. Ayrıca Sivas'a gittiği dönemde, iki kişilik bir oyun hazırlığındaydı.
 
Memuriyet hayatı bittikten sonra aktif bir siyasi yaşama da atılan Altıok, İşçi Partisi'ne üye oldu ve partinin yayın organı Aydınlık'ta Kara Kutu adlı köşede yazarlığa başladı. Bu dönemde Sivas Pir Sultan Abdal Şenliklerine davet edildi. Usta şair, Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği için gittiği Sivas'ta 2 Temmuz 1993 günü Madımak Oteli'ne yapılan saldırıdan ağır yaralı olarak kurtarılıp Ankara GATA'ya kaldırıldı, yedi gün yaşam mücadelesi verdikten sonra, 9 Temmuz 1993'te Ankara’da vefat etti.
 
Kendinin Avcısı ile 1980'de Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülüne, 1989'da Halil Kocagöz Şiir Ödülüne, Süveyda ile 1990'da Cemal Süreya Şiir Ödülüne layık bulunan Metin Altıok için Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından 2008 yılından itibaren her yıl şiir ödülü verilmektedir. Ayrıca ölümünden sonra Altıok için iki armağan kitap yayımlandı. İlki Edebiyatçılar Derneği tarafından hazırlanmış ve 1994'te yayımlanmış bir derleme olan Metin Altıok Kitabı'dır. Diğeri kızı Zeynep Altıok Akatlı tarafından hazırlanarak 2003'te yayımlanan Gölgesi Yıldız Dolu adlı kitaptır. Altıok'un pek çok şiiri de bestelendi. 'Öndeyiş' başlıklı şiirini Onno Tunç besteledi, Sezen Aksu seslendirdi. Fazıl Say tarafından bestelenen Metin Altıok Oratoryosu ise 2003 yılında sahnelendi. Ayrıca Metin Altıok dizelerinden bestelenmiş 28 şarkının yer aldığı bir albüm de hazırlandı.
 
Alaturka Şiirler şairin hayattayken yayımlanan son kitabıdır. 1993'te basılan Hesap İşi Şiirler ile Yel ve Gül, 1994'te basılan Soneler Altıok'un ölümünden sonra yayımlanmış kitaplarıdır. Kırk dört resim-şiirden oluşan, söyleyiş açısından özdeyişleri andıran, okurda bulmaca çözüyor hissi uyandıran Hesap İşi Şiirler, kimi zaman tek heceye dek düşen kısa dizeler halinde düzenlenmiştir. Yel ve Gül, şairin kendi şiirleri arasından yaptığı bir seçkidir. 1998'de basılan Bir Acıya Kiracı ise şairin daha önce yayımlanmış tüm şiirlerini bir araya getirdiği gibi o güne dek yayımlanmamış iki şiirine de yer vermiştir.
 
Dünya edebiyatından Camus, Sartre, Kafka, Lorca, Neruda ve Nerval gibi pek çok isimden etkilenen, halk ve divan edebiyatına da yabancı olmayan Altıok'un en önemli kaynağı İkinci Yeni şairleridir. Kendisi bu durumu "Kırk kuşağıyla ilgim olduğu söylenemez. Garip'le çağdaş şiire giriş olarak, belki. 1960 kuşağıyla da şiir planında ilgim olmadı. Hatta onlardan uzak durduğum söylenebilir. (…) İkinci Yeni diye adlandırlan şiir ise, kapsamlı ve geniş içeriğiyle bana kaynaklık etmiştir" cümleleriyle ifade etmiştir. Toplumcu sanat anlayışının hâkim olduğu bir dönemde, ihmal edilen bireyin iç dünyasını konu edinen Metin Altıok şiiri, kendisinden sonra pek çok şairi de etkilemiştir.
 
Bir METİN ALTIOK Şiiri
 
METİN ALTIOK
Ölümden Konuşacaktık
 
Evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
İntiharın ebruli ipliğiyle
Bir düğün gecesinde senin
Yakası işlemeli giysinden.
Kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
Örtüler satan bohçacı ölümden.
Boynuna taktığın eğri taneli
İki sıra inciden konuşacaktık,
Seni ürküten tren sesinden
Ayı gölgeleyen tekinsiz gecede
Karşımıza apansız çıkıveren
O ihtiyar dilenciden.
 
Gel ölümden söz etmeden önce
Bir şeyler içelim seninle.
Buğulu bir bardağın içinde,
Buzlu ve limonlu votkayla birlikte
Konuşalım ölümden,
Bir samanyolu olsun masamızın üstünde.
Hadi gel konuşalım,
Sulanmış bir taşlığın serinliğinde.
Akşam sefaları içinde,
Bir masa, birkaç sandalye
Ve ikimiz ölümden konuşalım,
Senin ağzında gül, benimkinde menekşe.
 
Yarına var mısın söyle?
Doğacak çocuğa, çığlığa, ishak kuşuna,
Rüzgarın savurduğu tohuma,
Kavağın pamuğuna var mısın,
Bir ağacın kavına,
Deri değiştirmesine yılanın,
Kozadan çıkan kelebeğe,
Hatmiye, atkestanesine?
Hadi gel öyleyse ölümden konuşalım.
Belki de tümüyle aykırıdır gerçeğe,
Ama ne olursa olsun biz yine
Ölümden konuşalım seninle
 
Ölüm de vardır yaşadığımız her şeyde.
Bir bardak çatlarsa durduğu yerde,
Bir aşk ansızın biterse,
Ayna kırılırsa yüzünle birlikte,
Zamanıdır konuşmanın ölümden.
Bir çiçek olağanüstü güzellikte
Açıvermişse bir sabah,
Bir topal aksamadan yürümüşse,
Hadi gel ölümden konuşalım;
Yüzünü al basmış hasetçiden
Ve onun elindeki kuru değnek bile
Filizlenir sevgimizden.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir