Müheymin İsm-i Şerifi

MEHMET ALİ BAL

MEHMET ALİ BAL
Müheymin İsm-i Şerifi
 
Müheymin İsm-i Şerifi “Kullarını her zaman gözetip koruyan, mutlak iktidar ve hâkimiyet sahibi” anlamına gelmektedir. Daha geniş anlamda “Yarattıklarını koruyan muhafaza eden ve her an gözetleyen onların her haline şahit olan” demektir.
 
Müheymin kelimesi “Mutlak tarzda hâkimiyetini icra eden, yöneten, yönetici, yönetmeyi seven” anlamları; “Yönetme hakkı, hükümran yönetme gücü, hükmeden güç, moral ve entelektüel hâkimiyet, üstünlük, galebe, vb.” anlamları içermektedir (El Maani). Müheymin kelimesinin kökü “Heymene” fiili “Hükmü ve kontrolüne geçirmek, gözetici ve koruyucu olmak” manasını taşımaktadır. “Heymene et-tairatü” kullanımında “Kuş yavrusunu kanatları altına aldı” manasındadır (El Mevarid).
 
Benzer isimlerden “Rakip İsmi”; Her varlığı, her işi her an görüp, gözeten, kontrolü altında tutan demektir. Diğer bir benzer isim “Hafiz” ise “Bütün yarattıklarını kendilerinin bile farkında olamadığı tehlikelerden koruyan” manasındadır.
 
İlişkili olduğu isim (Mü’min) ile Müheymin manasının çevresinde veya vasatında bir nevi müştak manalar içeren yardımcı isimleri Cevşen’de aynı bölümde görüyoruz: “Mü’min, Müheymin, Mükevvin, Mülakkin, Mübeyyin, Mühevvin, Müzeyyen, Muazzim, Muavvin, Mülevvin”. Bu isimler sırasıyla yaklaşık olarak aşağıdaki manaları ihtiva etmektedirler:
 
“Mü’min: Kalplere imanı lütfeden ve türlü tehlikeye karşı emniyet veren” (Esma-ül Hüsna’dandır)
“Müheymin: Bütün varlığı her zaman koruyan ve gözeten mutlak hâkimiyet ve iktidar sahibi” (Esma-ül Hüsna’dandır)
“Mükevvin: Bütün varlıkları “Ol” emriyle yaratan”
“Mülakkin: Kullarına yapmaları gereken görevleri telkin edip, neyin hayır ve şer olduğunu ilham eden”
“Mübeyyin: Kitap ve peygamberleri aracılığıyla her şeyi beyan edip açıklayan”
“Mühevvin: Zorlukları kolaylaştırıp, musibetleri ve sıkıntıları hafifleten”
“Müzeyyin: Bütün varlıkları kendilerine münhasır ve insicamlı meziyetlerle süsleyen”
“Muazzim: Dilediğine dilediği şekillerde büyük makamlar ve yüksek dereceler veren”
“Muavvin: Bütün yarattıklarını birbirinin yardımına koşturan”
“Mülevvin: Yarattığı her şeyi çeşit çeşit renklerle süsleyen”. (Cevşen/ 17)
 
Esma-ül Hüsna’yı tefekkür ederken, sadece lafzi manaların yeterli olamayacağı ve her bir ismin bizi kendi sonsuz anlam denizine götürdüğü anlaşılmaktadır. Bu noktaya gelirken bazen isme (Matiyye) binit olan kelimelerin anlamları, bazen de o isimle birlikte zikredilen isimler ve ilişkili manalar,  bazen de yorumlar yol gösterici olabilmektedir. Özellikle – Bozulmamış veya bozulmuş bile olsa yaşayan- İlahi kaynaklardan beslenen eserlerde bu tarz bir idrak gayretini görmekteyiz. Mesela Müheymin ismindeki gözetmeyi daimi hâkimiyet şeklinde almak da asli anlamdır. Ancak, kelime manası ve ilişkili isimler ve kelimelerle yorumlanması bu gözetmenin bir şefkat-i münezzehe, iaşe-i mukaddese ve yukarıda Cevşen’de sayılan türden çeşit çeşit manalarla dolu olduğunu göstermektedir. Tıpkı bozulmuş Tevrat’tan referanslarla “Sevgiyi” açıklayan Erich Fromm’un “Sevgi ve şefkat, ilgi bakım ve sorumluluk” yorumu gibi,
 
Müheymin İsm-i Şerifi; yardımcı mana ve isimlerle idrak edilmelidir. Özellikle münhasıran hâkimiyet, gözetim, muhafaza gibi manaları içeren isimlerde diğer terbiye edici, rızık verici, yardımcı olucu ve imdada koşucu başka manalar da bulunursa Ehli Sünnetin eksiksiz ce doğru Ulûhiyet akidesine uygun olunmaktadır. Bu tevhit akidesinden süzülen kapsamlı hakikat yaklaşımını bazı farklı kültürlerden yazarların teknik olarak benimsediğini görmekteyiz. Ki Erich Fromm bunlardan biridir. “Sevgi” kelimesine çağımızın idraki ve müktesebatını geliştirici tarzda yepyeni bir derinlik kazandırmıştır.
 
Bu yöntem bize, zati faydası yanında, kendi sahamızda da bir araç kazandırmıştır. Gerçekten de çok az İslam âlimi “Sevgi veya Muhabbet” ile “Şefkat” arasında mukayese veya derinlikli tefekkürde bulunmuştur. E. Fromm bu hususu şefkat kelimesinin kökeninden başlayarak doğrudan netleştirmektedir. Şefkat kelimesinin kökeni “Rechem” dir, yani “Anne rahmidir” demektedir. Dolayısıyla şefkatin dünya ölçüsünde en üst billurlaştığı insan annedir manasını ifade etmektedir. Sonra da bu mananın dayandığı sütunları aynı berraklık ile anlatmaktadır. İlgi, bakım ve sorumluluk meselelerini böyle anlamak gerekir. Bu meseleyi Esma-ül Hüsna’nın tefekküründe bir yöntem olarak düşündüğümüzde daha kapsamlı bir idrak ve tefekkür çerçevesine ulaşmaktayız.
 
Sadece gözetme manası değil, muhafaza manası da aynı şekildedir. Bir kere benzeri muhafaza etme manası içeren İsimlerden farklı şekilde Muhafaza manası tebellür etmektedir. Bu muhafaza etme varlığın kendi içinde yaratılmış olan fonksiyonları, mahiyetleri ve hususiyetleri içermektedir. Diğer isimler yaklaşık olarak harici veya hariçten gelen her tür tehlikeden koruma manasıyla öne çıkmasına rağmen Müheymin isminde bu koruma dâhili mahiyet ve hususiyetleri içermektedir.
 
Mesela, ağaçların çiçeklerin varlıkları tohumlarında gizlemiş ve korunmuştur. Aynı şekilde, DNA’daki biyolojik gen dizilimi, milletlerin ve içtimai toplulukların sosyal gen dizilimi, hem her varlığın şifreli bir varlık kodu hem de her tür bozulmaya ve tehlikeye karşı muhafaza altına alınmış şifreleridir. Bu muhafaza altına alma varlığın bütün süreçlerini kapsamaktadır. Bu hakikatlerin en yüksek manasıyla yansımasını, “Levh-i mahfuz”da buluruz. Allah (cc) insanların amellerini hafızalarında, amel defterlerinde, Levhi Mahfuzda korur. Bütün varlığın şifrelerini, yaratılış süreçlerini Levhi Mahfuzda korur. Bu yaratılıştan verilen şifrelerin aklımıza gelen her sahada yok edilmesi imkânsızdır.
 
Bunun yanında, Allah (cc) insanı ve diğer canlıları en emniyetli şekilde yaratmış, içlerinde onların kendi kendilerini korumaları için bazı mahiyet, meleke ve hususiyetler koymuştur. Görüldüğü üzere ikinci koruma mekanizması veya fonksiyonu da dâhili karakterdedir.
 
Müheymin İsm-i Şerifi ikinci kısım manası babında ise “Allah her şeye şahit ve gözetendir. Her şey her an O’nun (cc) gözetimi altındadır. O’ndan (cc) hiçbir şey saklı olamaz. “Nerede olursanız olun Allah yaptıklarınızı görendir” (Hadid, 4). Göklerde ve yerde olanları Allah’ın bildiğini görmüyor musunuz?” (Mücadele/ 7). Kuranı Kerimde birçok ayette gerek müşrikler, münafıklar, müminler gibi farklı kategorilerdeki insanlar gerekse cinni şeytanların kendi aralarındaki fısıldaşmalar, gizli konuşmalar, münafık tavırları açığa vurulur. Bu açığa vurma neticesi müminlerin imanları artarken, inanmayanların ve münafıkların da iddiaları, komploları, iftiraları berhava olmaktadır.
 
Müheymin İsm-i Şerifi bu derece kapsamlı ve muhit iken, zalim zulmederken  “Eğer Allah (cc) zulmettiklerimi koruyor, onların ettikleri duaları duyuyor olsaydı beni cezalandırırdı. Hâlbuki cezalandırmıyor” diye küstahça konuşur. Güya Müheymin ism-i şerifinin tesirini, tecelli ve tezahürünü eksik görür. Hâlbuki isimlerin ne kendilerinde ne de tecellilerinde eksiklik olamaz, bazen başka bir İsmin hakikati gereği tecelliler farklı şekillerde olurlar. İşte o müfteriler bilmezler ki, Müheymin İsm-i Şerifinin tecellisi bazen bizzat kullarını koruma şeklinde olur, bazen de zalimin zulmü ve mazlumun ahının kaydedilmesi suretinde olur. Nitekim insanların amellerini yazan meleklere “Hafaza melekleri” denilir.
 
Özellikle bu tür kayıt altına alınma durumundan son derece korkmak gerekir. Zira başta da belirttiğimiz gibi zulüm gibi bazı kötü davranışlar Allah’ın (cc) Ulûhiyet hakikatini temsil eden İsimlerinin hakikatlerini aykırıdırlar. Doğrudan tevhit akidesini ihlal etmektedirler. Veyl olsun o zalimlere! Ve keşke zalimler de mazlumlar da bilebilselerdi! Allah’ım eğer zalim olma yolları önümüze açılırsa bu yollardan sana sığınırız. Eğer mazlum olma yolları nasip ise halin idrakine mazhar olmayı dileriz.
 
Hiçbir fısıltının, gizli eylemin, en zayıf kulların sükut çığlıklarının ve en mağrur hükümdarların son derece gizli planların O’nun (cc) gözetimi dışına çıkamayışı üzerinde biraz daha düşünmeye devam edelim. Bu gözetim meselesi zalim için daimi bir kontrol manasını taşımaktadır. Burada (Bu gözetimde) özellikle Allah’ın (cc) Kadir, Aziz, Rakip, Müntakim, Celil, Melik, Mütekebbir, Kahhar, Kaviyy, Muktedir gibi Celali İsimleri baskındır. Ancak, samimi ve temiz müminlerin gözetimde olmasına gelince, burada böylesi has kullar için bir başka mana ortaya çıkmaktadır. Allah (cc) bu has kullarını iltifat ve rahmetini sürekli yağdırma anlamında gözetimi altında tutmaktadır. Onların yaptıkları ve hissettikleri yüksek ve samimi ameller Allah’ın (cc) gözetimindedir, O bilmektedir, O bu bilmesiyle de övmektedir, iltifat etmektedir.
 
Bu kısım tecelli ve tezahürlerde Cemil, Vedud, Gaffar, Zül Celali vel- İkram, Rahim gibi isimleri hâkimdir. Genel olarak ifade edelim ki, bazı isimler bazıları için merkez bazıları için tavzih manası taşırlar. Bazı isimler diğerlerini yorumlar, zenginleştirirken bazı isimler de duruma göre başka isimlerin gölgesine girmektedirler. Esma-ül Hüsna öylesine bir galaksidir ki, orada her yıldız hem bir başkasının uydusu hem de diğerlerinin merkezidir, hem güneştir, hem aydır isimler. Doğrusunu Allah (cc) bilir.
 
“Ey Allah’ım, lütfunla iman ettik ve korunduk, gözetiliyoruz, yaratıldık ve varlık olmak bize bahşedildi, (Üzerine) iman ilham olundu, ilahi beyan ve peygamberler geldi, küfür ve şerrin çirkinliği gösterildi, sabır tatlandı ve iman kolaylaştırıldı ve tezyin edildi, süslendi, o iman içimizde büyüdü, ta ki birbirimizin yardımına koştuk, fert ve toplum hayatımızda bin bir renkli çiçekler açtı… Şükürler olsun Allah’ım, sana sonsuz şükürler olsun…” 
 
Esma-ül Hüsna’nın mutlak manaları yanında, nispi manalar için birer akla yakınlaştırıcı anlam çerçeveleri oluşturduğunu bir kere daha hatırlatalım.  Müheymin isminin tecellilerinin mana çerçevelerini de birçok sahada kullanabiliriz. Özellikle her varlığın münhasır bir şifrelemeyi içerecek şekilde yaratılması, bu şekilde o varlığın korunması meselesi günümüzün özellikle ileri teknoloji ve üretim alanlarını biçimlendirecek mahiyettedir. Yaşam tahayyülüm de kendi lüks saat ve aksesuar sektörümüzde net bir şekilde görüyorum ki, bazı ürünler taklitleri zor ve zarafetleri kopyalanamaz mahiyettedir. Özellikle prestij ürünlerinde mecazi anlamda (Aslında fikri mülkiyeti ifade eden bütün imkanlar kastedilmektedir) ustanın izlerini görmek mümkündür. Bizler de bu alanın ayrıcalıklı müşterileri için daima benzersiz ve taklidi imkânsız olan ürünler temin etmeye çalışıyoruz. Bu da kalitenin ve satın alınan değerin kendi iç özellikleriyle korunmasını, temsil edilmesini sağlamaktadır. Benzersiz kişilikler ve biricik zarafet sahipleri için benzersiz ürünler gerektir çünkü.
 
 
ROTAP- banner-

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir