Hacı Bektaş Veli ve Bektaşi Edebiyatı

ZEYNEP KAHRAMAN FÜZÜN
Hacı Bektaş Veli ve Bektaşi Edebiyatı
 
Hacı Bektaş Veli, Osmanlı İmparatorluğunun bir dönemine sosyal ve siyasi yönden tesir eden Bektaşi tarikatının piridir.
 
Bektaşi tarikatı; XIV. yüzyıldan yeniçeri ocağının kapatılmasına kadar etkisini sürdürmüş, kısa süreli kapanma devresinden sonra yeniden hareketlenip Tekke ve Zaviyeler kanununa kadar devam etmiştir.
 
Hacı Bektaş Veli’nin yaşadığı dönem bilinir fakat doğum ve ölüm tarihleri konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzden kaynaklarda farklı tarihler yazar.
 
Bektaşi edebiyatı ya da kabul edilen şekliyle Alevi- Bektaşi edebiyatı; Hacı Bektaş Veli’nin düşünceleri çerçevesinde gelişmiş ve günümüze kadar etkisini devam ettirmiş edebiyatın adıdır.
 
Hayatı ile ilgili bilgi edinebileceğimiz yegâne kaynak Hacı Bektaş Veli Velâyetnamesidir ve içerisinde hatalı bulunan bilgiler mevcuttur.
 
“Velâyetname Hacı Bektaş’ın soyunu baba tarafından Hz. Ali’ye nispet eder ve bu irtibatı şu silsile ile izah eder;
 
Hacı Bektaş Veli, Seyyid Muhammed İbrahim es-Sani, Seyyid Musa es- Sani, İbrahim Muharrem el-Mucap, İmam musa el-Kazım, İmam Cafer es-Sadık, İmam Muhammed el-Bakır, İmam Zeynel Abidin Ali, İmam Hüseyin, İmam Emirü’l-Mü’minin Ali.
 
Prof. Dr. Ethem Ruhî Fığlalı, Abdülbaki Gölpınarlı’ya atfen, Hz. Ali ile olan soy irtibatının, Hacı Bektaş Veli’ye bir de “seyyid” sıfatının verilmesi isteğinden kaynaklandığını ifade eder.” (Hamdi Mert, Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Ahmet Yesevi Üniversitesi Yardım Vakfı Yayınları, 2000)
 
Asıl adı Bektaş olan Hacı Bektaş Veli’nin yeniçeri ocağının kurulmasına katkısının olduğu söylenir. Devrinin kaynaklarında iz bırakmaması yaşadığı zamanda fazla şöhret bulmamasından ileri gelmektedir. 
 
“Babası Horasan hükümdarı İbrahim Essani Seyyid Muhammed; Annesi Nişaburlu Şeyh Ahmed’in kızı Hatme Hatun.” (Abdülbaki Gölpınarlı; Menakıb-ı Hünkar Hacı Bektaş Veli, İstanbul 1998.)
 
Horasan’da doğup büyüdüğü ve eğitimini Ahmet Yesevi’den aldığı bilinir. (bk; Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1993, s. 27-86)
 
Yaşadığı dönemde tanınmayan Hacı Bektaş Veli’nin öldükten sonra kutsallaştırılması onu incelerken ölümünden öncesi ve ölümünden sonrası diye ikiye ayırmayı gerektirmektedir (bk; Ocak, Ahmet Yaşar; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.14, s.455, 1996.)
 
“Horasan’da, Ahmet Yesevi ocağında pişen ve olgunlaşan Hacı Bektaş Veli, aldığı manevî görevle Horasan’dan Necef, Mekke, Medine, Kudüs, Halep, Elbistan, Sivas, Kırşehir, Kayseri yolu ile Sulucakarahöyük’e geldi.” (Prof. Dr Abdurrahman Güzel, Hacı Bektaş Velî, Hayatı-Eserleri ve Fikirleri, Ankara 1998, sh. 32)
 
Büyük bir İslam bilgini ve hoşgörü önderi olan Hacı Bektaş Veli XIII.yüzyılda Anadolu’ya yerleşmiştir.
 
Türk sufiliğinde önemli yeri vardır ve Anadolu’nun Türkleşmesinde, özellikle İslamlaşmasında pek çok katkısı olmuştur. (bk; Özcan, Nurgül; “Hacı Bektaş Velî, Kırk Hadis (Hadîsi Erbain)”, Fatih Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010.)
 
Velayetname’ye göre, Selçuklu Sultanı “Selim Han Gazi oğlu Kılıçarlan’ın oğlu Sultan Alaettin Keyhüsrev” Hünkar’a saygı duyar, bir sorun olursa danışır, isteklerini yerine getirir.
 
Kendisinden yardım isteyen Osman Bey’e elif tacını tekbirleyip giydirir, belindeki kuşağı çıkarıp ona kuşatır, önündeki çerağı uyandırır, yayılı sofrayı Osman Bey’in önüne koyar, dua eder. Sultan Alaettin’e de makam vermesi için haber salar.
 
Bunun üzerine Sultan Alaettin, Osman Bey’e Sultanönü Sancağı’nı verir. Osman Bey de kendisine uyanlara Hünkar’ın giydirdiği taca benzer taçlar giydirir. Kendi kapıkullarının ak börk, çevreden gelenlerin kırmızı börk giymelerini ister.
 
Askeri çoğalan Osman Bey, Bilecik’ten Bursa’ya kadar olan bölgeyi alır. Beylik devlet olma yolundadır. Hacı Bektaş Veli’nin moral desteği ve halifelerini, dervişlerini seferber etmesi devletin kuruluşunda önemli rol oynar. (bk. Hüseyin Bal; Alevi İslam Yolu, Cem Vakfı Yayınları, 2004.)
 
Hacı Bektaş Veli’nin Osmanlı oğullarıyla ilişkisi Pir Sultan Abdal tarafından da doğrulanır;
Tekkesinde geyik postu döşeten
Ağzının ateşi çıktı meşeden
Al-Osmanoğlu’na kılıç kuşatan
Uyan dağlar uyan Ali geliyor.
 
Hayatından bahsederken değindiğimiz üzere Hacı Bektaş Veli söz ve davranışlarıyla, yazdığı eserlerle asırlarca insanları peşinden sürüklemiş, büyük sevgiye mazhar olmuştur.
 
Bu kadar çok gönle girmek ve öldükten yüzyıllar sonra dahi insanlara hitap edebilmek az kişiye nasip olmuştur. İşte Hacı Bektaş Veli bu özellikleriyle ender rastlanan şahsiyetlerden biridir.
 
“Hacı Bektâş Velî’ye başta Maķālât olmak üzere (bu eserin pek çok nüshası mevcuttur, meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1500) birtakım eserler izâfe edilir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
1. Kitâbü’l-Fevâid (İÜ Ktp., TY, nr. 55).
2. Nesâyih-i Hacı Bektâş Velî (Hacıbektaş İlçe Halk Ktp., nr. 29’daki mecmua içinde). 3. Risale (Staatsbibliothek, Marburg, MS, Or, Oct, nr. 3049).
 
Bunların dışında Hacı Bektâş  Velî’ye Tefsîr-i Fâtiha, Şathiyye, Şerh-i Besmele gibi birkaç eser daha mal edilirse de bunların onun tarafından yazıldığına dair hiçbir ilmî delil ortaya konulamamıştır.” (Ocak, Ahmet Yaşar; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.14, s.455, 1996.)
 
“Makalat’ın Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğu kesindir. Bu eserin dışında bazı eserlerin (Şathiyye, Fevaid, Üss-ül Hakika, Fatiha Tefsiri, Besmele Tefsiri vb.) Hünkar’a ait olduğu söylense de bu tam olarak kanıtlanamamıştır.” (Hüseyin Bal; Alevi İslam Yolu, Cem  Vakfı Yayınları, 2004.)
 
Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri çerçevesinde gelişen edebiyat, genel olarak özgün bir edebiyattır. Bu yüzden de diğer edebiyat türlerinden bağımsız olarak incelenmelidir.
 
Hoşgörü ana temasıyla şekillenen Alevi-Bektaşi edebiyatı, hoşgörüyü insanlara dikte etmeden yavaş yavaş yerleştirebilmeyi hedefler.
 
Zaman zaman klişeleşmiş sözlere yer veren Alevi-Bektaşi edebiyatı temsilcileri, yaşadıklarını ve sohbet meclisinde duyduklarını şiirlerinde söylerler. Semboller ve mecazi anlatımlarla zenginleşen şiirlerine içtenlik, sevgi ve hoşgörü hakimdir.
 
“Hacı Bektaş Veli düşüncesi Alevi-Bektaşi Edebiyatının beslendiği en önemli kaynaklardandır. Onun Makalat’ında aşk insanla Allah'ın temas çizgisinde zuhur eder. Aşk insandaki gönül denen cevherin hâkimiyeti olayıdır.” (Yaşar Nuri Öztürk; 1992, Tarih Boyunca Bektaşilik, İstanbul.)
 
“Alevi-Bektaşi edebiyatı adını verdiğimiz zümre edebiyatının kaynağı da Yunus Emre’ydi. Bu da, tasavvufa dayanan halk edebiyatının bir koludur. Alevi-Bektaşi edebiyatını, niçin tasavvufa dayanan halk edebiyatından ayrı olarak ele alıyoruz? Karakter bakımından bu edebiyat, bu kadar orjinaliteye sahip midir? Bu soruyu derhal evet diye cevaplamamız gerekir.
 
Alevi-Bektaşi edebiyatı, bu zümrenin geleneklerini, inançlarını, aralarında söylene-gelen, ata-sözlerini, terimlerini ifadelendirir, azizlerini över, onlara ait menkıbeleri şiirleştirir, erkândan ayinden bahseder. Yalnız bunlarla kalsaydı bile yine orijinal bir edebiyat olurdu. Fakat bunlarla kalmaz. Alaylı bir edâ kullanarak Ortadoks inancını iğneler, tanrıyla şakalaşır, zâhidi taşlar, kızdırır.” (Abdülbaki Gölpınarlı, Alevi- Bektaşi Nefesleri, İnkilab Kitabevi, İstanbul 1992)
 
Alevi-Bektaşi edebiyatı denilen bu edebiyatın kendine has türleri vardır. Menakıbname ve vilayetnamelerden başka bir de şiir türleri vardır. Bunlar; deyiş, duaz, nefestir.
 
Kökleri Yunus Emre’ye dayanan ve Hacı Bektaş Veli’nin ikliminde gelişen Bektaşi edebiyatında Hacı Bektaş Veli’nin izlerini görmekteyiz. Onun öğretilerini temele alan Bektaşi şiirlerinde Hacı Bektaş Veli’yi öven bir çok mısra vardır.
 
 
Kaynakça
Altınok, Baki Yaşa; Pehlivanlı Türkmen Aşireti Cönkleri, Ankara, 2008.
Bal, Hüseyin; Alevi İslam Yolu, Cem  Vakfı Yayınları, 2004.
Gölpınarlı, Abdülbaki; Menakıb-ı Hünkar Hacı Bektaş Veli, İstanbul 1998.
Gölpınarlı, Abdülbaki; Alevi- Bektaşi Nefesleri, İnkilab Kitabevi, İstanbul 1992)
Güzel, Prof. Dr Abdurrahman; Hacı Bektaş Velî, Hayatı-Eserleri ve Fikirleri, Ankara 1998, sh. 32
Köprülü, Fuad; Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1993.
Melikoff, İrene; Hacı Bektaş- Efsaneden Gerçeğe, Haziran 1999.
Noyan, Bedri; Alevilik Bektaşilik Nedir?, Ankara 1987.
Şafak, Yakup; Tasavvufi Şiirde Mecazi Anlatımlar Üzerine, Yedi İklim, c.8, s.59, Şubat, 1995, İstanbul, s.11-12
Ocak, Ahmet Yaşar; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.14, s.455, 1996.
Öz, Baki; Hacı Bektaş Veli’nin Yaşadığı Tarihsel Ortam,
Özcan, Nurgül; Hacı Bektaş Velî, Kırk Hadis (Hadîsi Erbain), Fatih Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010.
Özdemir, Şevket; Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Hacı Bektaş Veli Düşüncesinde Hoşgörü, Ankara, 1995, s.213
Öztelli, Cahit; Bektaşi Gülleri (Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi) Milliyet Yayınları 1973.
Öztürk, Yaşar Nuri; Tarih Boyunca Bektaşilik, İstanbul 1992.
Yavuzer, Hasan; İman ve İbadet Yönleriyle Hünkâr Hacı Bektaş Velî, Alevilik- Bektaşilik Araştırma Dergisi, sayı 5, Almanya 2012.
Yenisey, Fazıl; Bektaşi Kadın Şairlerimiz, İzmir 1946.
 
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir