Cezayir’den Dünyaya Yayılan Müzik Er-Ray

Cezayir’den Dünyaya Yayılan Müzik Er-RayCezayir’in Oran Kentinde
Ortaya Çıkan
Cezayir’den Dünyaya
Yayılan Müzik Er-Ray
 
Cezayir’den Dünyaya Yayılan Müzik Er-RayCezayir’in kuzey batısındaki Oran kentinde ortaya çıkan ve tarihi 1930’lara dayanan İspanyol, Fransız, Afrika ve Arapça folk müzik tarzlarının karışımını içeren Er-Ray (Rai) müziği, sınırları aşarak bugün Türkiye dahil tüm dünyada dinlenen bir müzik türüne dönüştü
 
İspanyol, Fransız, Afrika ve Arapça folk müzik tarzlarının karışımından oluşan Er-Ray (Rai) müziği, geleneksel Bedevi müziğinin tonal ve enstrümantal etkileri ile kültürel ve dini etkilerini bünyesinde barındırıyor.
 
Bu yıl 19’uncu Akdeniz Oyunları’nın oynandığı Oran kenti, çok sayıda kültür ve sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.
 
Bugün tüm dünyada dinlenen bir müzik türünün adı olarak ünlenen Ray kelimesi, Cezayir ve diğer Mağrip ülkeleri lehçelerinde “işte bu” anlamına geliyor.
 
Coşkulu, hareketli bir tarz olan Ray müziği, ilk olarak 1930’larda Cezayir’in Oran (Vahran) kentinin Muhittin El-Kumeyl, Gambeta (El-Arabi Bin Mehidi), ed-Derb ve Plato gibi varoş mahallelerindeki fakir halk kesimleri arasında yayılmaya başladı.
 
Türkiye’de de yakın dönemde gençliğin diline dolanan “Abdulkadir Ya Bualem” şarkısını söyleyen Şab Halid (“Ray Müziğinin Kralı” olarak anılıyor), Şab Hüsnü Şakron, Şabbe Zehvaniyye gibi Ray sanatçıları, bu mahallelerden çıkarak dünyada şöhret kazandı.
 
Bu arada Şab Halid’in seslendirdiği Abdulkadir Ya Bualem şarkısında, kimilerine göre ünlü Mutasavvıf Abdülkadir Geylani’ye, kimilerine göre de Fransız sömürgeciliğine başkaldıran Cezayirli milli kahraman Emir Abdülkadir’e nidada bulunulduğu belirtiliyor.
 
Ray müziği için UNESCO'ya başvuru yapıldı
 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2005’te Afrika müzik türleri hakkında hazırladığı özel bir bültende, Cezayir’in Ray müziğinin ana vatanı olduğuna vurgu yaparak, özellikle Oran kentinin bu müzik alanında çok önemli sanatçılar çıkardığına dikkati çekti.
 
Cezayir Kültür Bakanlığı’na göre, Cezayir Devleti, teknik zayıflığı nedeniyle Aralık 2020'de geri çekilen “Ray” dosyasını, Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'ne alınması noktasında 31 Mart 2021'de resmen UNESCO’ya yeniden sundu.
 
Kökenleri Cezayir’in batısındaki sahra bedevilerinin müzik tarzına dayanan Ray müziğinin klasik dönem sanatçıları kendilerini “Şeyh (ihtiyar erkek) veya Şeyha (ihtiyar Kadın)”, yeni nesil sanatçıları da kendilerini “Şab (genç erkek) veya Şabbe (genç kadın)” olarak isimlendirerek, bir çeşit usta-çırak ilişkisine atıfta bulunuyor.
 
Ray sanatçıları 1930'larda, başta Fransa olmak üzere Avrupa devletlerinin Kuzey Afrika bölgesi üzerinde yürüttükleri sömürgeleştirme politikalarından salgın hastalıklara kadar geniş bir çerçeveden toplumu etkileyen sorunları ele almaktaydı.
 
Oran kentinde, Cezayir Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen Ray Müzik Festivalinde; besteci ve müzisyen Kuveydir Burkan Oran kentindeki Muhittin El-Kumeyl mahallesinin Ray müziğinin ilk olarak çıktığı yer olduğunu belirterek, Şab Halid, Şab Seyit Ahmet El-Hindi ve Şab Affan gibi ünlü sanatçıların bu mahalleden yetişme olduğunu söyledi.
 
Kuveydir, Oran kentinin Ray müzik sanatının doğum yeri olduğunu, hemen hemen her mahallesinde bu müzik tarzının şekil bulduğuna vurgu yaptı.
 
Öte yandan müzisyen Huriyye Baba ise, Oran kentinin varoş mahallelerinin sanat dünyasında yıldızları parlayan ve Ray müzik tarzıyla şöhret kazanan Şab Halid, Şab Hüsnü ve Şan Nusur gibi çok sayıda sanatçı çıkardığını söyledi.
 
Baba, bu sanatçıların şarkılarındaki kelimeleri özenle seçtiklerine dikkati çekerek, bugün gelinen noktada Ray müzik tarzının bazı sanatçılarının rastgele kelimelerle şarkılarını seslendirdiği yorumunda bulundu.
Cezayir’den Dünyaya Yayılan Müzik Er-Ray
Ray’ın UNESCO listesine alınması talebi
 
Ray müziği yıldızlarından Huvvari Dovan ise, Ray müziğinin Gambeta, Plato ve ed-Derb mahalleleri başta olmak üzere Oran kentinden çıktığına vurgu yaparak, “Ray sanatının kökleri, Bedevi ve otantik Oranian şarkısına kadar uzanıyor. Daha sonra zamanla gelişerek, Şab Halid ve Şab Mami gibi bir grup sanatçı sayesinde küresel bir sanat haline geldi.” dedi.
 
Dovan, Ray müziğinin, Cezayir’e özgün bir müzik tarzı olarak UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınmasını temenni ettiğini belirterek, “Genç Ray sanatçılarını güzel, amaçlı sözcükler seçerek ve kötü sözcüklerden uzak durarak otantik bir sanatsal renk olarak Ray’ı korumaya çağırıyorum. Çünkü Ray, aşk, gurur, hamaset ve güzel duyguların anlamlarını içeren bir sanattır ve nesilden nesile korunması gerekir.” dedi.
Cezayir’den Dünyaya Yayılan Müzik Er-Ray
Rekor sürede dünyaya yayılan tarz
 
“Ateşten düğünler… Ray’ın hikayesi” başlıklı kitabın Cezayirli yazarı Said Hatibi bir açıklamasında, “Teknolojinin bu kadar gelişmediği bir zamanda, rekor sürede dünyaya yayılmayı başaran tek müzik tarzı Ray’dır. Hatta, Fransızca ‘Larousse’ sözlüğü bile 1998’de Ray kelimesini kendi terimlerinin içine aldı.” demişti.
 
Hatibi, Oran’da ilk defa 1985’de Ray Müzik konserinin verildiğini, aynı yıl peş peşe Fas’ın Vecda ile Tunus’un Tabarka kentlerinde de konserlerinin düzenlendiğini belirterek, 1987 yılında ise Paris’te konser verildiğini ve böylece Mağrip ülkelerinin sınırına çıktığını belirtmişti.
 
Ray müziğinin özellikleri
 
Erken dönem Ray, genellikle tekrarlayan ifadeler ve flütte çalınan pasajlarla değişen lirik dizeleri içeren bölgesel gelenekleri takip ediyor ve melodik aralıkta sanatçının boğukluğundan çok hırıltılı sesine önem veriliyor. Aynı zamanda performans boyunca, diğer yerli dans veya dini müzik türlerinden alınan bir özellik olan tutarlı bir ritmik kalıpla sürdürülüyor.
 
Arapça veya Fransızca söylenen Ray sözcükleri genellikle açık sözlüdür ve aşk, tutku, hamaset, fakirlik ve çaresizlik duygularını ifade ediyor.
 
Ray’ın sözleri genellikle günlük hayatın acısını ve zevkini anlatırken, bazen bu yapısıyla Amerikan Blues tarzı müziğiyle de ilişkilendirilen tercüme şarkılar okunuyor, bu da muhafazakâr Cezayir toplumunda tepkilere neden oluyor.
 
Arapça pop müziğine benzer tınısıyla, geleneksel Bedevi müziğinin tonal ve enstrümantal etkileri ile kültürel ve dini etkilerini bünyesinde barındırıyor.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir