Gel Ey İçimin Atlası

MAİDE BAYRAKTAR
Gel Ey İçimin Atlası
 
Âh
Leylâ
Nasıl geçiyorsun içimin kuytusundan
Çöllere özenerek yürüyorum ben.
Yaktığını bilme
Yağdın içime Leylâ.
 
Sen ve ben
Göçmen kuşlar gibi oradan oraya
Nazar kıldık kıtalara
Mevsimlerin götürdüğünü verme
Gel ey içimin atlası
Uçurumlardan çık da.
 
Leylâ
Dur ve bak
Sen inceden giyerken gelinliğini
Ben tabutumu bekliyorum.
Şehir ümit vermiyor ruhuma
Günahımın alnıma sürdüğü lekeyi
Günlerime ekliyorum.
 
Leylâ, dinle
Uykularıma şahit yazdığım
Kalbimin gürültüsünü.
 
Saçların sarmaşıklar gibi
Sarıyor genç yaşımda bahtımı Leylâ
Sorma
İndiğinden beri yeryüzüne
Sen
Hangi şair yazabilmiş 
Kâküllerinden sarkıttığın yazgımızı.
Sorma Leylâ
Söz de kesilir sükûta
Nedendir
Anlatmıyor aynaların duruşuna benzeyen servileri
Gün ışığı almıyor rengini bakışlarından.
 
Leylâ, bilmeden geldim
Bağışla
Soru sordum ve bilendim
Ben bilmem terminallerin
Hangi güne çivi çaktığını
Sen de bilme Leylâ.
 
Leyla bu son mısra söz
Bir şair söyler ancak
İzlerinden masallar okuduğunu kaldırımlara.
Ben değilim ama
Bir bakışın
Beni en soylu mezar taşı yapar.
 
Leylâ, duy
İniltilerimin okunmayan öyküsünü.
 
Duymuyorsan da ruhumun çağıltısını
Gök zambak gibi
Gözlerimde eriyen yağmurları gör.
 
Sen yine de bilme
Sadece yollar söyler incinmenin türküsünü.
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir