Evlere Kitap Servisi!

ABDULBARİ KARABEYESER Evlere Kitap Servisi!

ABDULBARİ KARABEYESER
Evlere Kitap Servisi!
 
Bütün kitabevlerini kapatalım! Ne gerek var öyle çarşının, sokağın tozunu yuta yuta kitap almaya gitmek! Ayakkabı eskitmeye de değmez! En iyisi onlar getirsinler kitaplarımızı. Tüm günümüzü evde, geceliğimizle hatta hiç yataktan çıkmamacasına sağa sola gerine gerine geçirelim! Keyf bizim değil mi? Boşuna “entel keyfe hoşe” dememişler! Nasıl olsa hizmetimize koşanlar çıkacaktır!
 
Ha bununla da sınırlı bırakmayalım! Madem kitaplarımızı getiriyorlar, tutalım birilerini yemeklerimizi de onlar getirsinler. Dedim ya biz yataklarımızdan hiç çıkmayalım. Uyku gibi tüm ihtiyaçlarımızı orada görelim: Yemeğimizi orada yiyelim, kitabımızı orada okuyalım, telefon görüşmelerimizi orada yapalım, misafirlerimizi orada ağırlayalım. Yani aklınıza gelebilecek her bir işimizi orada, yatağımızda, rengârenk çarşafların arasında halledelim. Daha renkli olmaz mı? Bana uyar dediğinizi duyar gibiyim! Haklısınız da! Milletin uzaya gittiği bir zamanda bunu kendimize çok görmeyelim! Vakit kayıplarını en aza indirmek için bulunmaz bir fırsat bu! Laf aramızda tuvalet işini de bir şekilde aradan çıkarabiliriz nasıl olsa her işin bir taliplisi vardır!
 
Bir de ibadet meselesi var. Onu da imamlarla ya da Diyanetle görüşüp halledebiliriz. Zor mu canım, evlere namaz servisi koymak! Camiye gidip gelmek bir hayli zaman alıyor, israf değil mi? Hemen kıl namazını, okumaya başla kitabını! Malum allame olmak kolay değil! Gece gündüz hiç ara vermeden, yatağından hiç ayrılmadan bol bol okumalısın ki bir an önce müreffeh medeniyetler seviyesine çıkabilesin!
 
Sözün özü halledilmeyecek mevzu yoktur. Her şeyin bir çaresi vardır. Hem de tereyağından kıl çekercesine!
 
Neyse sözü fazla uzatmadan sadede gelelim. Öncelikle şunu söyleyeyim: Sakın bana çıldırmış adam muamelesi yapmayın. Akli dengem gayet yerinde, tüm melekelerim de sapasağlam. Ancak birilerinin ki yerinde değil ondan eminim! İşte bizi böyle düşünmeye sevk eden o birileri utansın! Mevzu nedir dediğinizi hisseder gibiyim.
 
Efendim mevzu şu arz edeyim: İnternette gördüğüm bir haber tüm kimyamı bozdu, adeta beynimden vurulmuşa döndüm. Evlere kitap servisi koymuşlar!  Yani kitabınızı ayağınıza getirelim, diyor birileri. Evlere birçok servis var malumunuz, kitap servisi de olsun istiyor o birileri!
 
Lafın kısası ben karşıyım bu işlere. Bizi evlerimize hapsetmeye kimsenin hakkı yok. Bu işlere kafa yoranların da ben kitap falan okuduklarına inanmıyorum. Onlar için kitabın, yazının, kültürün bir değeri yok. Ne var ne yok sıcak mangırlar! Cebe kuruşlar girsin de ne olursa olsun! Âlimin, hocanın ayağına gitmeyi rafa kaldıran bu nevzuhur allamelerinin şirinlikleri midemi bulandırıyor! Siz, siz olun kitapla, kitapevleriyle irtibatınızı kesmeyin; kitabın onurunu ve izzetini paragöz tüccarlara meze yapmayın!
 
Efendimizin "İlim yolunda ayağı tozlanan kişiye cehennem ateşi dokunmaz" hadisini kulak ardı etmeyelim. "İlim Çin'de de olsa gidip alınız" tavsiyesi de öyle falan ibni filanın değil direkt peygamber tavsiyesidir.
 
Evet, siz siz olun, insanı insandan uzaklaştırmaya çalışan teknolojinin ürünü bu paragöz insanların hayatınızın genleriyle oynamasına izin vermeyiniz. “Salıverin çocuğu sokağa” diyen Jean J. Rousseau’ya kulak veriniz. Sokağı, kitapçıları, ruhunuzu, hayallerinizi kanadı kırık bırakmayın. Evin içine hapsetmeyin yüreğinizi; maviliklere, bol oksijenli kırlara, çarşılara, insan kalabalıklarına koşun. Yeni kitaplar, yeni yüzler, yeni raflar, yeni tebessümler, yeni hayatlar, yeni şiirler görmek hakkınız!
 
Evet, Sokaklara çıkın, caddelerde yürüyün, vitrinleri seyredin, adres sorun, ara sokaklara doğru izlerini kaybettirircesine sırra kadem basmış kitapevlerini arayın bulun, çaylarını için, hal hatırlarını sorun, sonra da koltuk altlarınızda ya da filelerinizde üç beş kitapla evinize dönün. Eminim ki çok daha mutlu olacaksınız çünkü arkanızda tüm zerreleriyle mutluluktan havaya uçurduğunuz birileri var! O birilerini hiç unutmayın!
 

 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir