Asanatlar "şiirden sinemaya…" 
MEHMET BAŞ
Kalbim Kiralık Bir Gezegen
Gömleğimin kirli olduğunu biliyorum
Hem Yusuf olsaydım arkasından yırtılırdı değil mi?
Yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediği yerde
Gönlümün Mısır’ında ruhumun Nil’i taşmadı yine
Gazap dolu bakışlarla gelip geçme yöremden
Rüzgâr benim kavmimi pek sevmez Ahkaf güzeli
Bunun için Roma’nın duman tüten şehirlerinden geçerim
Havarilerin mürekkebi kurumamış mektuplarını içerim
Saçlarıma Şuayb’ın ateş denizlerinde tutuşmuş kar yağar
Kül Olmuş Sodom ve Gomore’nin sokaklarında gezerim
Yecüc ve Mecüclerin kırdığı kilitleri onarmak için
Bir Zülkarneyn yol alır ülkelerin ortasından
Simsiyah balçıklı bir su gözesinde güneşin battığını görür
Demiri ve bakırı eritip döker iki dağın arasına
İsa ölüleri diriltirken, dirileri öldüren kimdir
İdris Nebinin biçtiği hülleler defilelere çıkar mı hiç
İnsansız hava araçlarının attığı bombalar mı taşınır
Zekeriya’nın gövdesini biçen o testerenin dişlerinde
İbrahim bir put değildir, put kırandır Babil’de
Ben bir çağa düştüm ben bir örümceğin ağlarına yapıştım
Bir kelime bulmalıyım şimdi kalbimi kurtaracak bir kelime
Hangi balığın karnında uyutsam bu kederi bilmiyorum
Peygamberler gelip geçiyor sükûtumun aynalarından
Kalbim Nur dağında kalbim Hıra mağarasında bekliyor
Sevgilinin ayak bastığı topraklara yüz sürüyorum durmadan
Başı gövdesinden ayrılmış hüzünlerin ummanında
Kıyametin alarmı ötüyor gökdelenlerin arasında
Sabah ezanında uyanıp yatsı ezanında uyurken
Kimliğimi hangi yeraltı treninde kaybettim bilmiyorum
Aşkın borsasında ruhumun hisse senetleri satılıyor
Kalbim kiralık bir gezegen gibi dönüyor boşlukta
